15 TEMMUZ 2016 DARBESİ DENİLİNCE AKILDA KALANLAR

        Pensilvanya, Fethullah, Fetö, cemaat, darbe, isyan, ihanet, hain, dış ve iç düşmanlar, 1 dolar, tank, F 16, helikopter, asker, polis, sivil, özel güvenlik, mit, bomba, ezan, minare,  selâ, şehit, genç, yaşlı, kadın, erkek, dost, düşman, savaş, devlet, TBMM, RTE, Binali Yıldırım… vs. Yaşadığımız 15 Temmuz gecesindeki bu anı ve günün nirengi noktalarını özetleyen mini girizgâhtan sonra “Bulanık sudan balık avlayan” pusuya yatmış “İç ve Dış Düşmanlar” dan söz ederek, bilgilerinizi tazelememin doğru davranış olduğunu düşünüyorum.         Osmanlı’nın parçalara ayrılması, yıkılması ve bu milletin tarihe gömülmesi için 1915 de başlatılan ‘böl-parçala-yut’ kafana göre kurduracağın yönetimli devletçikleri sömür mantığının faturasını Çanakkale’de, Sarıkamış’ta, dahası tüm yurt sathında kan dökerek-can vererek ödemedik mi? Dikkatinizi çekerim: Her üç Türk’ün arkasında,  gizlenmiş, pusuya yatmış, emperyalist emellerine alet etmek isteyen ABD, RUS, ERMENİ, RUM, YAHUDİ ajanı var. Bu ajanların avuçlarının içine aldıkları, emellerine alet ettikleri ‘basit-bayağı-ucuz’ yerli piyonları, maşaları var. Bu söylemim millî duygularla şaha kaldırılmış mesnetsiz bir iddiamın da ötesindedir. Kanıt mı? Buyurun, 15 Temmuz’da püskürtülen, durdurulan başarısız darbe girişimi… ASALA’nın birden bire yok oluşuyla, ‘dışı başka-içi başka’ dahası ‘adı başka-amacı başka’ PKK ortaya çıktı. DHKP-C, DİASPORA ve PARALEL YAPI da bunlara destek olan silahlı ve silahsız dayanaklarıdır. Kendimize gelelim. Aklımızı başımıza alalım. Atatürk’ümüz her ne kadar “Yurtta sulh, cihanda sulh!” prensibini uygulayın demişse de; ‘Milenyum Çağı’nda artık ‘Eski çamlar bardak oldu!”  bilesiniz. “Böl-parçala-yut!” kuralına göre kolay ve ucuz lokma olmayalım. Çünkü başka Türkiye yok! Bin yıllardır içimizde yaşayan, bu güzîde güzelim vatanımızın topraklarındaki nimetlerle beslenen ve şu anda lobi faaliyetleriyle yurt dışında acımasızca, düşmanca aleyhimize çalışanlar var. Bunların destekçileri de gaflet uykusundaki ‘uyuyanlarımız’ da artık 15 Temmuz sabahı uyandılar. Bu ‘Lobi’lerin ‘PARALEL’cilerle, PKK ve DHKP-C gibi yerel işbirlikçilerin tüm yanlarını gördüklerini ve bu acımasız şebekenin öteki yüzlerini, meziyetlerini öğrendikleri kanaatindeyim. Su uyuyor, ama ‘İç ve Dış Düşmanlarımız’ asla uyumuyor… İç düşmanlarımızla dış düşmanlarımız sarmaş dolaş olmuşlar ve bu toprakların hakiki sahibi necip milletin öz evlâtlarını vuruyor, ya da piyon ve maşalarına vurduruyor. 15 Temmuz gecesi suçsuz, günahsız, asker, polis, sivil, masûm nice canlar şehit edildiler. “Kısasa-kısas” veciz sözü, işte böylesine bir hareketin faillerine uygulanacak kuralı ve yaptırımı hatırlatıyor bizlere… Daha fazla düşünmeye ne gerek var? Artık idam yeniden getirilmelidir… 15 Temmuzda yaşananlara ‘RTE’nin ‘Başkan olmak için’yazıp; başrolünü oynadığı bir tiyatrodur, diyenler de Allah’tan korkup, kuldan utanmalılar. Dolayısıyla darbelerdeki zayiatın ağır ve acı faturasının bedelini milletçe top yekûn ödemiyor muyuz? O zaman bu olaya milletçe tepki vermek bir yeniden ‘kuruluş, yeniden diriliş, yeniden kurtuluş’ mücadelesidir.       Sözün özü: 1.Siyonizmi örnek alan, legal görünümlü illegal örgütlere dikkatinizi çekerim. Maşa, provakatör, casus, ajan ve sair ‘gizli-açık’ tüm terim ve tanımlar örgün ve yaygın eğitimin kapsama alanına girmeli, yakın tarihimize ilişkin millî güvenlik hakkındaki bilgi eksikliği telâfi edilerek belgesel yapılmalı. Alınması gereken ibretlik ders, gençlere ve öğrencilere millî şuur,  ta yolun başında aşılanmalı. Atalarımızın deyimiyle: “Kuvay-ı Millîye Ruhu”nun yeniden şahlanışına hemen ilk adımla başlanmalıdır. “İt derisinden post, emperyalist ABD’den dost olmaz!” bu böyle biline. Hoşça kalınız.   Duran ERDOĞAN Kırşehir Anekdotları Yazarı E.posta: duranerdogan1947@gmail.com (Web) http://www.duranerdogan.com