Doğayı maden talanına açan düzenleme onaylandı

Enerji ve maden şirketlerinin önünü açan, doğa ve yaşam alanlarını tehdit eden kanun teklifinin ilk dört maddesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda kabul edildi. Doğa savunucuları ve hukukçular tarafından “ekolojik felaketin yasal zemini” olarak tanımlanan bu düzenlemelerle birlikte, çevreyi koruyan temel ilkeler geri plana itildi; sermaye lehine kritik değişiklikler hayata geçirildi.

ÇED ZORUNLULUĞU RAFA KALDIRILDI

Kabul edilen ilk maddeyle, Çevre Kanunu’nun 10. maddesi değiştirildi. Artık çevreye zarar verme riski taşıyan projeler için "Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Olumlu" ya da "ÇED Gerekli Değildir" kararlarını alma zorunluluğu ortadan kaldırıldı. Bu değişiklikle birlikte, şirketlerin doğayı tehdit eden projeleri önünde hiçbir yasal engel kalmadı.

"REHABİLİTASYON" GÖLGESİNDE TALAN

İkinci maddeyle Madencilik Kanunu'na "rehabilitasyon" kavramı eklendi. Ancak bu kavram, bilimsel dayanaklardan uzak bir şekilde, maden şirketlerinin ormanları, zeytinlikleri ve meraları söküp başka alanlara taşımalarının önünü açıyor. Ekosistemin kendine özgü dengesini ve canlı yaşamını hiçe sayan bu düzenleme, geri dönüşü olmayan tahribatlara kapı aralıyor. Uzmanlar, rehabilitasyon adı altında yapılan uygulamaların doğaya “makyaj” çekmekten ibaret olduğunu ve gerçek bir iyileşme sunmadığını vurguluyor.

ÜÇ AYDA OTOMATİK ONAY DÖNEMİ

Üçüncü madde ise ÇED süreçlerine yönelik yeni bir uygulamayı beraberinde getiriyor: Artık üç ay içinde başvurulara yanıt verilmezse, izin verilmiş sayılacak. Bu durum, denetim mekanizmalarının işlevsizleştirilmesi anlamına geliyor. Aynı maddeyle çevresel denetimlerin sadeleştirilmesi adı altında gevşetilmesi de düzenlendi.

ACELE KAMULAŞTIRMA YETKİSİ CUMHURBAŞKANINA VERİLDİ

Dördüncü ve en çok tartışılan madde ise, "kritik öneme sahip madenler" için acele kamulaştırmanın önünü açıyor. Hangi madenlerin kritik olduğuna karar verme yetkisi Cumhurbaşkanına verilirken, halkın mülkiyet hakkı ve yaşama alanları göz ardı ediliyor. Hatay’da deprem sonrası tarım alanlarının alelacele projeye açılması örneğinde olduğu gibi, bu madde tarım arazilerinin, meraların ve ormanların kolayca el değiştirmesine neden olacak.

Ormanları, zeytinlikleri, doğal yaşam alanlarını talana açan yasa değişikliğine ilişkin yapılan oylamada Necmettin Erkan da evet oyu kullandı

KIRŞEHİR’DE TEHLİKE ÇANLARI

Toplam yüzölçümünün yaklaşık yarısı maden ruhsat alanına çevrilmiş olan Kırşehir’de, bu yasayla birlikte geri dönülmez bir doğa talanı başlayabilir. Yeraltı su kaynakları, orman dokusu ve tarımsal üretim büyük bir risk altında. Bu kararlara destek veren isimlerden biri de AK Parti Kırşehir Milletvekili Necmettin Erkan oldu. Erkan, daha önce komisyona sunulan yasa teklifine imza atanlar arasında da yer almıştı.

SON SÖZ HALKIN

Yasanın Meclis’ten geçmesine rağmen, doğa savunucuları ve yurttaşlar direniş çağrısını sürdürüyor. “Toprak, su ve hava yoksa hayat da yok,” diyen halk, yalnızca bir ağacı değil, bir yaşam biçimini savunuyor.

Kırşehir'de su kaynaklarının üzerinde bulunan Kervansaray Dağlarının neredeyse tamamı maden firmalarına ruhsatlandırılmış durumda

Akçakent'in doğa harikası ormanlarının tamamına yakınının ruhsatlandırıldığı öğrenildi