Amerikalıların " Altın beyinli adam" diye nitelendirdikleri Erol Güngör, sadece Kırşehir'in değil, bütünüyle Türk fikir ve düşünce hayatının en önemli mütefekkirlerindendir.
Kısa süren ömrüne rağmen( 44 yıl) Selçuk Üniversitesi Rektörü iken vefatına kadar çok önemli kitap ve makaleler yazarak, düşünce dünyamızın zirve isimlerinden olmuştur.
Herşeyden önce Türk kültür ve medeniyetini ilmilik, millilik ve tarih şuuru perspektifinden değerlendirerek islâmla barışık doğru bir temele oturtmuştur. Milliyetçiliği sığ bir duygu olmaktan çıkarıp, medeniyet davası olararak ele almış; demokrasinin milliyetçilikle olan bağlantısına dikkat çekmiştir. Milli kültür ve islâmla bağını ortaya koymuştur. Kültür meselelerini, değişmelerini doğru ve ilmi tahlillerle değerlendirerek ufkumuzu aydınlatmıştır.
Milli kültürü dinin toplumda yaşanma şekli olarak tarif etmiştir. Kültür ve medeniyeti birbirini tamamlayan unsurlar olarak görmüştür ve bu konuda Ziya Gökalp'i de eleştirmiştir. Ayrıca kültüründen, tarihinden, medeniyetinden kopuk aydınları da " sömürge aydınları" olarak vasıflandırmıştır. Yazmış olduğu:
-Türk Kültürü ve Milliyetçilik,
-Tarih, Kültür ve Milliyetçilik,
- İslâmın Bugünkü Meseleleri,
- Tasavvufun Bugünkü Meseleleri,
- Kültür Değişmeleri ve Milliyetçilik,
- Tarihte Türkler,
- Sosyal Meseleler ve Aydınlar, gibi herbiri alanında çok önemli boşluğu dolduran eserleri günümüzde de el kitabı olma özelliğini korumaktadır.
1975 yılında başyazarı olduğu Ortadoğu Gazetesinin Türkiye genelinde açmış olduğu makale yarışmasında dereceye girmem sebebiyle şahsen tanıştığımız ve ağabey dediğimiz Erol Güngör'ü ölümünün 41.yılında rahmet ve minnetle anıyorum.
Eserlerini, Türk tarihinde sadece iki tarihi şahsiyet olduğunu söyleyen tarihten ve milli kültürden kopmuş milliyetçi geçinen aydınlara ve gençlere özellikle tavsiye ediyorum.
Erol Güngör, yolumuzu ve ufkumuzu aydınlatmaya devam edecektir. Mekânı cennet olsun.

Kazım Ceylan