Kooperatif Bakkallar Geliyor

AK Parti hükümeti döneminde Türkiye'de neo liberal politikalar uygulanarak Cumhuriyetin kazanımları olan fabrikalar tek tek satıldı.

 

Kaynak ihtiyacı çerçevesinde bilinçisizce gerçekleştirilen özelleştirmelerden gelen kaynaklar ise kısa vadede refah ve istihdam sağlayan beton ekonomisine aktarıldı.

 

Yanlış ekonomi politikası ve kıyak ihalelerle yandaşlar daha da zengin edilirken gelir adaletsizliği de giderek arttı.

 

Neo-Liberal politika gereği üretime yönelik yatırımlar özel teşebbüslere bırakılırken devlet kaynaklarının kısıtlı hale gelmesi ile birlikte AK Parti, yap-işlet-devret modeliyle hizmet yatırımları gerçekleştirmeye çalıştı.

 

Özel teşebbüsler tarafından işletilen hizmetlerin parası da vatandaştan tahsis edildi.

 

Bununla da kalınmadı; temel gıda maddelerinde fiyat kontrolünün başkalarına geçme riski göze alınarak şeker fabrikaları da satıldı.   Tüm dünyada katma değerli ürünlere yönelik stratejik yatırımlar gerçekleştirilirken ''Devlet Fabrika Açmaz ve İşletmez'' denildi.

 

Üretime yönelik yatırımlar noktasında yeteneklerini yitiren iktidar, yabancı yatırımcı çekmek için Dövizi şişirdi.

 

Dövizin TL karşısında değer kazanması; dışa bağımlı bir ekonomi olan Türkiye'de yüksek enflasyona yol açtı.

 

Halkın ucuz diye alışveriş yaptığı zincir marketler yaygınlaştırıldı ve yine fiyat kontrolü bu marketlere devredildi.

 

Fahiş fiyat artışları altında ezilen vatandaşın feryadını duyan ve ''Devlet Fabrika kurmaz'' diyen iktidar ise ilk etapta Tarım Kredi Kooparatif Marketlerini açarak piyasaya müdahale etmek istedi.

 

Sayıları 1335 olan marketlerin 2 bine çıkarılması planlanıyor.

 

Buna ek  olarak bu kez de Koop-Bakkalların açılacağı açıklandı.

 

İlk etapta 6 ilde 250 koop-Bakkal açılacağı belirtildi.

 

Koop-Bakkalların sayılarının  yaygınlaştırılması planlanıyor.

 

İŞTE O BAKKALLARIN AFİŞİ

 

 

Ömer Duran