Belediyelerin gelirleri kendi topladıkları öz gelirler, vergi gelirleri , harç gelirleri, harcama katılım payları vesaire gibi kaynaklardan ve Maliye Bakanlığı'nın bütçesindeki belediyeleri denkleştirme ödeneğinden oluşur ve bu kanunla  kanunla sabittir.

Maliye Bakanlığı'ndan gelen ödenek her ayın belirli günlerinde iller bankası aracılığıyla belirlenmiş oranda nüfusa ve yüz ölçümüne göre dağıtılır.

Farz edelim ki öyle değil. Diyelim ki iktidar partisi veriyor parayı. Kırşehir zaten geçtiğimiz dönem hariç üç dönemdir hem belediye başkanını iktidar partisinden seçti hem de iki milletvekilinin ikisini de iktidar partisinden seçti ve meclise gönderdi.

Yani üç idarecinin üçünü de iktidar partisi mensuplarından seçti. Meclise gidip te beş yıl boyunca hiç bir söz hakkı alıp konuşmayan vekillerimiz oldu.

Bugünler de bakanlar, vekiller ziyaretler aman aman vaatler havada uçuyor. Birisi savunma sanayi diyor diğeri havaalanı öteki hızlı tren beri ki fabrika, millet bahçesi vs. Peki orda dinleyen vatandaşlar dan birisi de çıkıp demiyor mu ki kardeşim 20 yıldır niye yapmadınız ?

Biz hep size oy verdik halbuki niye  yapmadınız da her seçim öncesi gelip burada şunu yapacağız bunu yapacağız diyorsunuz sonra gidiş o gidiş.

Kırşehir halkı olarak maalesef unutuyoruz. Ama Aksaray unutmuyor, Yozgat unutmuyor, Kırıkkale ,Kayseri, Konya, Nevşehir, Çankırı unutmuyor yatırımlarını söke söke alıyor ve yaptırıyor.

Size kısa bir hikaye anlatacağım;
Eski zamanlarda kışların çok soğuk geçtiği bir ülkede, soğuğun dondurucu olacağı öngörülen bir gece ülkenin kralı yatağında kalkıp penceresinden nöbet tutan askere bakmış ve kürkünü giyip sarınıp , sarmalanıp askerin yanına kadar gitmiş ve askere sormuş;
-Çok soğuk değil mi?
-Evet kralım çok soğuk.
-Peki üşümüyor musun?
-Üşüyorum ama alışkınım kralım.
-Olsun , sana daha sıcak tutacak bir şeyler getirmelerini emredeceğim.. 
Dedi ve içeri girdiğinde uşaklarına emir vermeyi unuttu. Ertesi günün sabahında soğuktan donmuş olan askerin yanında şöyle bir not buldular..
"Soğuğa alışkındım sayın kralım ama sizin daha sıcak tutacak elbise gönderme vaadiniz beni öldürdü" 

Türlü türlü vaatlerle, insan bekleterek bir umuda bağlayarak kesinlikle imtihan etmeyin çünkü insanlar bekler, bekledikçe de değişir. Beklettiğiniz kişi telafisi zor düşüncelere gark olur. Önce umudu öldürürsünüz, ardından güven duygusunu..

Ebuzer Aydoğan