Mustafa Kemal Atatürk'ün ''Baba'' Dediği Abdurrahman Kamil Efendi

Ataları 200 yıl önce Kırım'dan Çorum'a göç eden Hoca Abdurrahman Kamil Efendi, Amasya'da Sultan Bayezid Camii vaizi olarak görev yapıyordu.

Samsun'a çıktıktan sonra Amasya'ya gelen Mustafa Kemal, Mustafa Kemal, Sultan Beyazid Camii Vaizi Abdurrahman Kamil Efendi’den ertesi günkü Cuma hutbesinde Kurtuluş Savaşı’nın öneminden söz etmesini istemiştir.

Gecenin ilerleyen saatlerinde Abdurrahman Kamil Efendi, yarınki Cuma hutbesine hazırlanması gerektiğini belirterek Mustafa Kemal’den müsaade istemiştir.

Bunun üzerine Mustafa Kemal ayağa kalkarak: “Yanınıza bir adam katayım, karanlıktır” deyince, Abdurrahman Kamil Efendi, Mustafa Kemal’in gözlerinin içine bakarak: “Gözlerinizin ışığı beni götürür paşam...” demiştir.

Bu söz üzerine biraz duygulanan ve düşünen Mustafa Kemal, hocaya: “Baba! Bu işte muvaffak olmak da var, olmamak da... İnşallah muvaffak olacağız. Eğer olamazsak bizi asarlar. Kelle gider! Ne dersin?” diye sorunca, Hoca Kamil Efendi, yine Mustafa Kemal’in o derin mavi gözlerinin içine bakarak: “Oğul! Sen ki genç yaşta başını vatan millet uğruna feda etmişsin, benim bu ihtiyar kelleyi de koy senin uğruna feda olsun” demiştir.

Hiç beklemediği bu cevap karşısında hayretler içinde kalan Mustafa Kemal, memnuniyetini gizleyememiştir. Başka bir ifadeyle Paşa, Amasya'da Milli Mücadele kıvılcımını alevlendirecek bir Hoca'yı bulmuştu.

Vaiz Abdurrahman Efendi Mustafa Kemal'in konuşmasını ilk dinlediğinde oldukça etkilenmiş, yanındakilere "Bu paşa başka paşa. Bu paşa, bildiğiniz paşalardan değil." demiştir.

Abdurrahman Kâmil Efendi'nin Cuma Namazında Verdiği Vaaz ise şu şekildedir :

"Muhterem Evlâtlarım!

Paşa Hazretlerinin açıkça izahatta bulundukları Türk milletinin, Türk hakîmiyetinin artık hikmet-i mevcudiyeti kalmadığı tahakkuk edince ve milletimizin mukadderat-ı endişeli bir duruma düşünce artık bu devletin mevcudiyetine hürmet etmek bence doğru bir yol değildir. Mademki milletimizin şerefi, haysiyeti, hürriyeti, istiklâli tehlikeye düşmüştür, artık başımızdaki bu hükümetten bir iyilik ummak bence abestir. Şu andan itibaren padişah olsun, isim ve unvanı ne olursa olsun hiçbir şahsın ve makamın hikmet-i mevcudiyeti kalmamıştır. Yegane çare-i halâs, halkımızın doğrudan doğruya hakimiyetini eline alması ve iradesini kullanmasıdır.

Binaenaleyh işte size "Hazret-i Ömer gibi bir Başbuğ" diye Mustafa Kemal Paşayı gösteriyor ve kendileri de Paşaya yönelerek:

- Muhterem Paşa Hazretleri;

Şu görmüş olduğunuz Türk evlatlarının heyet-i umumîyesi başta ben olmak şartıyla şu andan itibaren size biat etmiş bulunmaktayız. Vatan ve milletimizin refah yolunu buluncaya kadar sizlerle el birliği yapacaklarına söz veriyoruz." diye hitabelerine son veriyor.

 

Amasya müftüsü Abdurrahman Kamil Efendi, Amasya ziyareti sırasında Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile yıllar sonra karşılaşıyor...