Türbe Kırşehir'de Ama Kırşehir'in Adı Yok

KÜLTÜR 15.04.2021 - 21:14, Güncelleme: 05.05.2023 - 17:12
 

Türbe Kırşehir'de Ama Kırşehir'in Adı Yok

     Şehirle özdeşleşen şahsiyetler vardır. Şehre karakter ve kimlik kazandıran şahsiyetler.  Bir bakıma şehrin manevî mimarlarıdır onlar. Şehrin  adı geçince akla ilk o isimler gelir. Ankara’da Hacı Bayram Veli, Konya’da Mevlana, Erzurum’da İbrahim Hakkı Hazretleri gibi. Peki Kırşehir  denildiğinde? O kadar çok isim akla gelir ki saymaya hangisinden başlayacağınızı şaşırırsınız. Nitekim Vilâyet-nâme’de dönemin Kırşehir’i şu sözlerle anlatılır: “Meğer ol vakit Kırşehri’nin adı Gülşehri idi. Dopdolu mescitler, camiler ve medreseler çok idi. Ma’mur şehir idi. Müderrisler ve müftüler ve âlimler ve kadılar ve kâmiller ile şehrin içi dopdolu idi.” İfade edildiği üzere dönemin ilim ve kültür merkezidir Kırşehir. Bağrında birçok şairi, ilim adamını, ozanı yetiştirmiştir.        Yunus Emre, Ahi Evran-ı Veli ve Hacı Bektaş-ı Veli.  Üç Alperen olarak ifade eder Kırşehirliler onları. Ayıramazlar birbirlerinden. Gönüllerde, zihinlerde hep biraradadırlar. Onlar Kırşehir’e, Kırşehir onlara çok yakışır. Hacı Bektaş ilçesi fiziki olarak ayrılmış olsa da halkı hâlen ifade eder Kırşehir ile gönülden ve kültürel olarak bağını. Et ve tırnak birbirinden ayrılmıştır. Hacı Bektaş’ın Kırşehir’den koparılması hâlen kanayan yaradır.              Gelelim bu yazının esas bahsi olan Unesco’nun 2021 yılını da adına armağan ettiği, ölümünün 700. Yılı olan, Türkçenin Anadolu’daki öncüsü, aşkın şairi Yunus Emre’ye.  Emrem Yunus’un Kırşehir dahil on iki yerde türbesi mevcut. Ancak gerek Hacıbektaş’a ve Tapduk Emre köyüne mesafe olarak yakınlığı ve güzergah, gerekse kültürel bakımdan yakınlık gibi bu yazının muhtevasını aşan  birçok kanıt, Yunus Emre’nin yaşadığı coğrafya  olarak Kırşehir’i  işaret ediyor. Her şeyden önemlisi çevre  halkın bu çağlar aşan şairi benimsemesi, yüreğine basması. “Her dem yeniden doğarız, bizden kim usanası” diyen koca yürekli âşığın dizeleri âdeta bu sevgiye karşılık asırlar ötesine uzanan bir yanıt.   Prof. Dr. Hasibe Mazıoğlu, Yunus’un bu kadar çok makamının  olması doğaldır; çünkü Yunus bir mezara sığmaz diyerek çok güzel ifade eder Anadolu halkının ona duyduğu sevgiyi. Emrem Yunus’un makamı esasında halkın gönlüdür. Hak bir gönül vermiştir ona, o da yüce gönlüyle gönülleri birleştirmiş, gönülden gönüle köprü kurmuştur. Neşet Ertaş,  onun son vârisi olarak sanki onun diliyle onun sesini duyurmuştur bizlere: “Kalpten kalbe bir yol vardır; gözünen görünmez sırdır…” Aynı aşk ve felsefeyle.        Kırşehir’deki makamı Ulupınar (Sulhanlı) köyünde. Ulupınar halkı öylesine benimsemiştir ki; köy sakinlerinin hemen hepsinin dilinde Yunus’tan bir dörtlük, köy kütüğü kayıtlarındaki her aile efradında ise Eren, Derviş, Dede, Yunus veya Emre isimli bir birey vardır. Bu hâl, ulu dervişin, nefes aldığı topraklara ektiği sevgi tohumlarının yeşerip halkın nazarında karşılık bulmasıdır.               Yunus Emre Türbesi, Kırşehir ve Aksaray il sınırının kesiştiği noktada. Çok mistik bir mekân. Bir yanda Kırşehir’i ve Ahi Evran’ı, diğer tarafta Hacıbektaş’ı selamlıyor, Emrem Yunus. Gün geçtikçe bir kültür ve turizm merkezi olma yolunda ilerliyor Ziyarettepe. Komşu ilimizin Yunus Emre ve türbesine gösterdiği ilgiye karşılık, üzülerek ifade edelim, şehrimizin ilgisizliği türbeyi ziyaret edenlerin dikkatinden kaçmıyor. Fotoğraflarda da görüleceği üzere Kırşehir’in adı  Ziyarettepe’de hiçbir noktada yok. İnsanın yüreğini acıtıyor bu durum. Geçmişte türbe üzerinde yer alan ve türbenin Kırşehir Valiliği tarafından inşa ettirildiğini belirten mermer üzerinde yazılı Ulupınar-Kırşehir adı da artık yok ne yazık ki (fotoğraflarda görüleceği üzere.)  Kim, neden ve ne zaman çıkardı türbeden bu mermeri bilen de yok. Memleketimizin adını, izini görmek istiyoruz Ziyarettepe’de. Türkiye’nin dört bir yanından gün geçtikçe sayıları artarak Koca Dervişi ziyarete gelen binlerce misafir de görsün istiyoruz. Bundan daha doğal bir istek olabilir mi? Bir Kırşehirli olarak gücüme gidiyor.  Kırşehir’in tanıtımı için bu gerekli.  Ya değilse Yunus Emre’nin Kırşehirliliği sözde bile kalmayacak. Komşu ilimizin Yunus Emre’yi sahiplenmesi, ilin adını gerek Ziyarettepede yapmış oldukları camide, gerekse çevre düzenlemesiyle yaşatması da takdire şayan. Keşke Kırşehir yapsa idi bu hizmetleri ve daha fazlasını. Umarız bu yazı bir farkındalık oluşturur da bir değerin daha elimizden kayıp gitmesine daha fazla tanıklık etmeyiz. “SEVGİ” yle kalın… Doç. Dr. Remzi Can    

     Şehirle özdeşleşen şahsiyetler vardır. Şehre karakter ve kimlik kazandıran şahsiyetler.  Bir bakıma şehrin manevî mimarlarıdır onlar. Şehrin  adı geçince akla ilk o isimler gelir. Ankara’da Hacı Bayram Veli, Konya’da Mevlana, Erzurum’da İbrahim Hakkı Hazretleri gibi. Peki Kırşehir  denildiğinde? O kadar çok isim akla gelir ki saymaya hangisinden başlayacağınızı şaşırırsınız. Nitekim Vilâyet-nâme’de dönemin Kırşehir’i şu sözlerle anlatılır: “Meğer ol vakit Kırşehri’nin adı Gülşehri idi. Dopdolu mescitler, camiler ve medreseler çok idi. Ma’mur şehir idi. Müderrisler ve müftüler ve âlimler ve kadılar ve kâmiller ile şehrin içi dopdolu idi.” İfade edildiği üzere dönemin ilim ve kültür merkezidir Kırşehir. Bağrında birçok şairi, ilim adamını, ozanı yetiştirmiştir.

 

     Yunus Emre, Ahi Evran-ı Veli ve Hacı Bektaş-ı Veli.  Üç Alperen olarak ifade eder Kırşehirliler onları. Ayıramazlar birbirlerinden. Gönüllerde, zihinlerde hep biraradadırlar. Onlar Kırşehir’e, Kırşehir onlara çok yakışır. Hacı Bektaş ilçesi fiziki olarak ayrılmış olsa da halkı hâlen ifade eder Kırşehir ile gönülden ve kültürel olarak bağını. Et ve tırnak birbirinden ayrılmıştır. Hacı Bektaş’ın Kırşehir’den koparılması hâlen kanayan yaradır.

 

           Gelelim bu yazının esas bahsi olan Unesco’nun 2021 yılını da adına armağan ettiği, ölümünün 700. Yılı olan, Türkçenin Anadolu’daki öncüsü, aşkın şairi Yunus Emre’ye.  Emrem Yunus’un Kırşehir dahil on iki yerde türbesi mevcut. Ancak gerek Hacıbektaş’a ve Tapduk Emre köyüne mesafe olarak yakınlığı ve güzergah, gerekse kültürel bakımdan yakınlık gibi bu yazının muhtevasını aşan  birçok kanıt, Yunus Emre’nin yaşadığı coğrafya  olarak Kırşehir’i  işaret ediyor. Her şeyden önemlisi çevre  halkın bu çağlar aşan şairi benimsemesi, yüreğine basması. “Her dem yeniden doğarız, bizden kim usanası” diyen koca yürekli âşığın dizeleri âdeta bu sevgiye karşılık asırlar ötesine uzanan bir yanıt.   Prof. Dr. Hasibe Mazıoğlu, Yunus’un bu kadar çok makamının  olması doğaldır; çünkü Yunus bir mezara sığmaz diyerek çok güzel ifade eder Anadolu halkının ona duyduğu sevgiyi. Emrem Yunus’un makamı esasında halkın gönlüdür. Hak bir gönül vermiştir ona, o da yüce gönlüyle gönülleri birleştirmiş, gönülden gönüle köprü kurmuştur. Neşet Ertaş,  onun son vârisi olarak sanki onun diliyle onun sesini duyurmuştur bizlere: “Kalpten kalbe bir yol vardır; gözünen görünmez sırdır…” Aynı aşk ve felsefeyle.

 

     Kırşehir’deki makamı Ulupınar (Sulhanlı) köyünde. Ulupınar halkı öylesine benimsemiştir ki; köy sakinlerinin hemen hepsinin dilinde Yunus’tan bir dörtlük, köy kütüğü kayıtlarındaki her aile efradında ise Eren, Derviş, Dede, Yunus veya Emre isimli bir birey vardır. Bu hâl, ulu dervişin, nefes aldığı topraklara ektiği sevgi tohumlarının yeşerip halkın nazarında karşılık bulmasıdır.

 

            Yunus Emre Türbesi, Kırşehir ve Aksaray il sınırının kesiştiği noktada. Çok mistik bir mekân. Bir yanda Kırşehir’i ve Ahi Evran’ı, diğer tarafta Hacıbektaş’ı selamlıyor, Emrem Yunus. Gün geçtikçe bir kültür ve turizm merkezi olma yolunda ilerliyor Ziyarettepe. Komşu ilimizin Yunus Emre ve türbesine gösterdiği ilgiye karşılık, üzülerek ifade edelim, şehrimizin ilgisizliği türbeyi ziyaret edenlerin dikkatinden kaçmıyor. Fotoğraflarda da görüleceği üzere Kırşehir’in adı  Ziyarettepe’de hiçbir noktada yok. İnsanın yüreğini acıtıyor bu durum. Geçmişte türbe üzerinde yer alan ve türbenin Kırşehir Valiliği tarafından inşa ettirildiğini belirten mermer üzerinde yazılı Ulupınar-Kırşehir adı da artık yok ne yazık ki (fotoğraflarda görüleceği üzere.)  Kim, neden ve ne zaman çıkardı türbeden bu mermeri bilen de yok. Memleketimizin adını, izini görmek istiyoruz Ziyarettepe’de. Türkiye’nin dört bir yanından gün geçtikçe sayıları artarak Koca Dervişi ziyarete gelen binlerce misafir de görsün istiyoruz. Bundan daha doğal bir istek olabilir mi? Bir Kırşehirli olarak gücüme gidiyor.  Kırşehir’in tanıtımı için bu gerekli.  Ya değilse Yunus Emre’nin Kırşehirliliği sözde bile kalmayacak. Komşu ilimizin Yunus Emre’yi sahiplenmesi, ilin adını gerek Ziyarettepede yapmış oldukları camide, gerekse çevre düzenlemesiyle yaşatması da takdire şayan. Keşke Kırşehir yapsa idi bu hizmetleri ve daha fazlasını. Umarız bu yazı bir farkındalık oluşturur da bir değerin daha elimizden kayıp gitmesine daha fazla tanıklık etmeyiz. “SEVGİ” yle kalın…

Doç. Dr. Remzi Can

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kirsehirhaberturk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.