15 Temmuz Sürecinden Çıkarılacak En Büyük Ders

GÜNDEM 22.07.2021 - 19:54, Güncelleme: 05.05.2023 - 17:12
 

15 Temmuz Sürecinden Çıkarılacak En Büyük Ders

 15 Temmuz “Fettullah Gülen Cemaati “hain darbe kalkışmasının temeli, Bu terör örgütünün TSK’ya kurduğu Ergenekon kumpasıyla atıldı ki; Darbe girişiminin doğurgan anası; TSK ya CİA işbirliği ile Türkiye Cumhuriyetimizin hükümeti dâhil hepimizin gözleri önünde yapılan büyük kumpastır... Ergenekon ve Balyoz gibi TSK'ya yönelik CİA planlamalı Fetö kumpaslarıyla komuta kademesi dâhil TSK İçindeki millici subayları bir şekilde içeri atmak ve yerlerine 15 Temmuz darbe girişiminde aktif rol alacak olan Fetöcü itleri doldurmak için ne başlıklar ne iftiralar atıldığı herkesin malumdur. Bu iftiraların tek amacı sahte sorgu ve yargılamalarla içeri tıkmadan önce ele geçirilmiş yandaş basını kullanarak i iftiralarla itibarsızlaştırmaktı.  Bu ağır ithamlardan biri de Türk hava kuvvetlerine bağlı uçakların cami bombalayacakları yönünde gazete manşetleri idi... Toplumun dini hassasiyetlerinin, suiistimali üzerinden üstelik "Caminin bombalanacağı" gibi nasıl dehşet iftiraların manşetleriyle doludur aynı anda gazetelerin birçoğu… Kumpas davalarında ki hâkim ve savcıları; Muzaffer komutanlar gibi eda ettiler. Dönemin yandaş medyası da "kahramanlar” gibi sundu. Çok daha önemlisi; TSK ya, kendi ülkesinde Cumhuriyet karşıtı dinci bir cemaati kullanarak, Kendi ulusunun mitolojik destanın "Ergenekon" un adıyla kumpas tezgâhlanmış olmasıdır.   “Fettullah Gülen Terör Cemaatini”nin “mezardaki ölüleri kaldırın oy kullandırın” dediği yargının vicdanına el konan ve siyasi iktidarın güdümüne sokan “2010 Referandumu”ndan Süreci ,15 Temmuz’a taşıyan “Ergenekon” ve “Balyoz” operasyonlarına kadar, CİA ile koordineli olarak sayısız “karşı devrim” hamleleri topluma “içi zehir dolu elmalı şeker” gibi sunularak Fetö itinin “yargı ayağı” iyiden iyiye pekiştirildiğini de hatırlayın..  Bugün Fetö itinin sürecinden çıkarılacak en büyük ders kutsal dinin siyate ve şahsi hırslara alet edilmesinin ağır sonuçlar doğuracağıdır. Bugün "mücadele ediyor" göründükleri Atatürk düşmanı, kumpas ve terör yuvası, “siyasal İslamcı" “Fettullah Gülen Cemaati” ile, dün "kırık tutmuş" olanların yüzlerine taktıkları mücadele maskesi tümüyle sahtekârlıktır. TBMM kürsüleri dâhil her platformda Fettullah Gülen ve cemaatine yönelik uyarı ve ikazlara  “muhterem hocaefendi”diyerek karşı duranların, buğun kendilerini unutup karşısına geçen siyasi rakiplerini bile Fetö ile işkillendirme cambazlığını tarih ibretle kaydetmiştir. İslam'ı siyasa eden "siyasal İslamcılık." Dünyanın hiç bir yerinde huzur getirmediği gibi demokratik olmayan sorgulanamaz keyfi çağ dışı yönetimlerdir. Amerika’nın öteden bu yana "yeşil kuşak" projelerini sahada görmekle birlikte "ılımlı İslam” adıyla Fettullah Gülen İtini ve cemaati ile Türkiye hükumetleri arasında işbirliği ya da ittifak sağlayarak TSK başta olmak üzere, polisiye soruşturmalarda yargıya uzanan sayısız kumpaslar ve komplolarla işler çevirdiği herkesin malumudur. Amerika; siyasal İslamcılar eliyle ülkemizi Arap baharına evirmek için hala çırpınıyor. Yakın gelecekte yeterli önlemler alınmazsa; bölge ülkelerinden gelen masum görünen göç dalgasının içinde, birçok ülkenin istihbarat servisleriyle bir şekilde bağlantılı, cihatçı ve vijdan gözü kapalı “paralı militanlar”ın iç savaş kışkırtmaları içinde ölü hücreler gibi uyandırılır olması da mümkündür. Nitekim bölgemizde gerek etnik gerekse dinsel ve mezhepsel farklılıkları kullanarak çıkarılan yangın için ister cihatçı örtülü, ister bölücülük örtülü on binlerce unsur paralı güçler olarak sahneye alınmaktadır. Dinin politika aracı olarak kullanılması, çıkar ve ihtirasları alet edilmesine ilişkin olarak Mustafa Kemal Atatürk şöyle demiştir.. “İslam dinini, asırlardan beri alışılageldiği şekilde, bir politika aracı konumundan uzaklaştırmak ve yüceltmek gereğini görüyoruz. Kutsal ve dini inançlarımızı ve vicdani değerlerimizi, karanlık ve kararsız olan ve her türlü çıkar ve ihtiraslara giriş sahnesi olan politikalar ve politikanın bütün kısımlarından bir an önce kesin biçimde kurtarmak, milletin dünyevi (dünya ile ilgili) ve uhrevi (ahiret ile ilgili) mutluluğunun emrettiği bir zorunluluktur. Ancak bu suretle İslam dininin yüksekliği belirir.” Mustafa Kemal ATATÜRK (TBMM Tutanak, Devre II, Cilt VII, S. 3-6        

 15 Temmuz “Fettullah Gülen Cemaati “hain darbe kalkışmasının temeli,

Bu terör örgütünün TSK’ya kurduğu Ergenekon kumpasıyla atıldı ki; Darbe girişiminin doğurgan anası; TSK ya CİA işbirliği ile Türkiye Cumhuriyetimizin hükümeti dâhil hepimizin gözleri önünde yapılan büyük kumpastır...

Ergenekon ve Balyoz gibi TSK'ya yönelik CİA planlamalı Fetö kumpaslarıyla komuta kademesi dâhil TSK İçindeki millici subayları bir şekilde içeri atmak ve yerlerine 15 Temmuz darbe girişiminde aktif rol alacak olan Fetöcü itleri doldurmak için ne başlıklar ne iftiralar atıldığı herkesin malumdur.

Bu iftiraların tek amacı sahte sorgu ve yargılamalarla içeri tıkmadan önce ele geçirilmiş yandaş basını kullanarak i iftiralarla itibarsızlaştırmaktı. 

Bu ağır ithamlardan biri de Türk hava kuvvetlerine bağlı uçakların cami bombalayacakları yönünde gazete manşetleri idi...

Toplumun dini hassasiyetlerinin, suiistimali üzerinden üstelik "Caminin bombalanacağı" gibi nasıl dehşet iftiraların manşetleriyle doludur aynı anda gazetelerin birçoğu…

Kumpas davalarında ki hâkim ve savcıları; Muzaffer komutanlar gibi eda ettiler. Dönemin yandaş medyası da "kahramanlar” gibi sundu.

Çok daha önemlisi; TSK ya, kendi ülkesinde Cumhuriyet karşıtı dinci bir cemaati kullanarak, Kendi ulusunun mitolojik destanın "Ergenekon" un adıyla kumpas tezgâhlanmış olmasıdır. 

 “Fettullah Gülen Terör Cemaatini”nin “mezardaki ölüleri kaldırın oy kullandırın” dediği yargının vicdanına el konan ve siyasi iktidarın güdümüne sokan “2010 Referandumu”ndan Süreci ,15 Temmuz’a taşıyan “Ergenekon” ve “Balyoz” operasyonlarına kadar, CİA ile koordineli olarak sayısız “karşı devrim” hamleleri topluma “içi zehir dolu elmalı şeker” gibi sunularak Fetö itinin “yargı ayağı” iyiden iyiye pekiştirildiğini de hatırlayın.. 

Bugün Fetö itinin sürecinden çıkarılacak en büyük ders kutsal dinin siyate ve şahsi hırslara alet edilmesinin ağır sonuçlar doğuracağıdır.

Bugün "mücadele ediyor" göründükleri Atatürk düşmanı, kumpas ve terör yuvası, “siyasal İslamcı" “Fettullah Gülen Cemaati” ile, dün "kırık tutmuş" olanların yüzlerine taktıkları mücadele maskesi tümüyle sahtekârlıktır.

TBMM kürsüleri dâhil her platformda Fettullah Gülen ve cemaatine yönelik uyarı ve ikazlara  “muhterem hocaefendi”diyerek karşı duranların, buğun kendilerini unutup karşısına geçen siyasi rakiplerini bile Fetö ile işkillendirme cambazlığını tarih ibretle kaydetmiştir.

İslam'ı siyasa eden "siyasal İslamcılık." Dünyanın hiç bir yerinde huzur getirmediği gibi demokratik olmayan sorgulanamaz keyfi çağ dışı yönetimlerdir.

Amerika’nın öteden bu yana "yeşil kuşak" projelerini sahada görmekle birlikte "ılımlı İslam” adıyla Fettullah Gülen İtini ve cemaati ile Türkiye hükumetleri arasında işbirliği ya da ittifak sağlayarak TSK başta olmak üzere, polisiye soruşturmalarda yargıya uzanan sayısız kumpaslar ve komplolarla işler çevirdiği herkesin malumudur.

Amerika; siyasal İslamcılar eliyle ülkemizi Arap baharına evirmek için hala çırpınıyor. Yakın gelecekte yeterli önlemler alınmazsa; bölge ülkelerinden gelen masum görünen göç dalgasının içinde, birçok ülkenin istihbarat servisleriyle bir şekilde bağlantılı, cihatçı ve vijdan gözü kapalı “paralı militanlar”ın iç savaş kışkırtmaları içinde ölü hücreler gibi uyandırılır olması da mümkündür. Nitekim bölgemizde gerek etnik gerekse dinsel ve mezhepsel farklılıkları kullanarak çıkarılan yangın için ister cihatçı örtülü, ister bölücülük örtülü on binlerce unsur paralı güçler olarak sahneye alınmaktadır.

Dinin politika aracı olarak kullanılması, çıkar ve ihtirasları alet edilmesine ilişkin olarak Mustafa Kemal Atatürk şöyle demiştir..

“İslam dinini, asırlardan beri alışılageldiği şekilde, bir politika aracı konumundan uzaklaştırmak ve yüceltmek gereğini görüyoruz. Kutsal ve dini inançlarımızı ve vicdani değerlerimizi, karanlık ve kararsız olan ve her türlü çıkar ve ihtiraslara giriş sahnesi olan politikalar ve politikanın bütün kısımlarından bir an önce kesin biçimde kurtarmak, milletin dünyevi (dünya ile ilgili) ve uhrevi (ahiret ile ilgili) mutluluğunun emrettiği bir zorunluluktur. Ancak bu suretle İslam dininin yüksekliği belirir.”

Mustafa Kemal ATATÜRK

(TBMM Tutanak, Devre II, Cilt VII, S. 3-6

 

 

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kirsehirhaberturk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.