200 bin ton konsantre cevher yurt dışına götürülecek
Koç ve Fernas ortaklığında, Kırşehir kent merkezine yakın bir noktada bulunan Kervansaray Dağları’nın bir ucunda yapılması planlanan altın madeni projesine ilişkin ÇED Nihai Raporu’nun yayımlanmasının ardından başlayan itiraz süreci kapsamında, yaklaşık 2 bin itiraz dilekçesi Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’ne teslim edildi.
''200 BİN KONSANTRE CEVHER YURT DIŞINA ÇIKARILACAK''
Dilekçelerin teslimi öncesinde İl Müdürlüğü binası önünde düzenlenen basın açıklamasında çevre örgütleri, sivil toplum temsilcileri ve vatandaşlar bir araya geldi.Burada konuşan Kırşehir Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu şu ifadelere yer verdi :
'' Bugün burada, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’ne itiraz dilekçelerimizi teslim etmek üzere toplandık. Geldiğimiz noktada artık çok net bir tabloyla karşı karşıyayız.
Bu bölgede faaliyet göstermek isteyen firmalar, Türkiye’nin dört bir yanında maden sahalarını talan eden, kamuoyunun yakından tanıdığı büyük şirketlerdir. Kırşehir’de de altın madeni adı altında aslında çok daha değerli elementlerin bulunduğu bir saha üzerinden hareket edildiğini kendi raporlarında açıkça ifade etmektedirler. Yıllık yaklaşık 200 bin ton konsantre cevherin yurt dışına çıkarılacağı yine bu raporlarda yer almaktadır.
Bu durum bize çok açık bir gerçeği göstermektedir. Dünyada nadir toprak elementleri üzerinden ciddi bir güç mücadelesi yaşanmaktadır. Hatırlarsanız, Çin bu elementlerin ihracatına sınırlama getirdiğinde, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Trump bir açıklama yaparak, ‘Çok yakında çok büyük değerli element kaynaklarımız olacak’ demişti. O açıklamada özellikle Ukrayna ve Türkiye’nin adı geçmiştir.
Bugün Kırşehir’de yaşanan süreç, yalnızca Koç ve Fernas ortaklığını ya da yerel bir madencilik faaliyetini aşan, küresel ölçekte yürütülen bir stratejinin parçasıdır. Bu firmaların da bu süreçten kolayca vazgeçmeleri mümkün değildir. Çünkü arkasında çok daha büyük, çok daha güçlü uluslararası çıkarlar bulunmaktadır.
Biz buradan açıkça söylüyoruz: Halk olarak buna karşı çıkacağız. Direneceğiz. Çocuklarımızın, geleceğimizin bu şekilde ipotek altına alınmasına izin vermeyeceğiz. Eğer bu topraklarda maden çıkarılacaksa, bu karar bugünün şirketlerine değil, yarının çocuklarına ait olmalıdır. İsterlerse 50 yıl sonra, ister 100 yıl sonra, ister 200 yıl sonra; kendi bilim insanlarımızla, kendi mühendislerimizle ve kendi irademizle bu kaynakları ülke ekonomisine kazandırırız.
Bugün Afrika’nın yaşadığı tablo ortadadır. ‘Zenginlik getireceğiz’ denilerek altın ve maden çıkarılan ülkeler, geride doğası talan edilmiş, halkı yoksullaşmış topraklar bırakmıştır. Biz Kırşehir’in ve Türkiye’nin böyle bir kaderi yaşamasına izin vermeyeceğiz.
Bu nedenle bu talana karşı halkımızla birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz. Hukuki tüm yolları sonuna kadar kullanacağız. Hukuki süreç tamamlanana kadar bu mücadeleden bir adım geri atmayacağız.”
''GERİYE ÇEVRESEL TAHRİBAT KALACAK''
Açıklamada konuşan Kırşehir Kent Konseyi Başkanı Müfit Göçen, söz konusu maden projesinin kamu yararına herhangi bir katkı sunmadığını belirterek, projenin yalnızca özel şirketleri zengin edeceğini, buna karşın Kırşehir’in tarım ve hayvancılık potansiyeline ciddi zararlar vereceğini ifade etti.
Göçen, yapılan bilimsel çalışmalar ve elde edilen teknik raporlar doğrultusunda bölgede yalnızca altın madenciliği hedefiyle hareket edilmediğinin ortaya konulduğunu belirterek, projeye konu sahada nadir toprak elementlerinin de bulunduğunun tespit edildiğini söyledi. Bu elementlerin ÇED sürecinde açıkça beyan edilmediğini dile getiren Göçen, söz konusu cevherin yurt dışına çıkarılarak işleneceğini, Türkiye’ye ise yalnızca çevresel tahribatın kalacağını vurguladı. Göçen, “Bu proje devlete katkı sunmaktan çok, ülkenin doğal ve stratejik kaynaklarının yurt dışına taşınmasına yol açacaktır. Geride ise dinamit patlatmaları, atık alanları ve geri dönüşü olmayan bir çevre kirliliği kalacaktır” dedi.
''TOPLUMSAL İRADEYE SAYGI GÖSTERİN''
Kırşehir Çevre Koruma Platformu adına konuşan Niyazi Şekertük ise itiraz dilekçelerinin toplanması sürecinde büyük bir emek ve gönüllü çalışma yürütüldüğünü belirterek, bu toplumsal iradeye saygı gösterilmesi gerektiğini ifade etti. Şekertük, Kırşehir halkının doğasına, suyuna ve geleceğine sahip çıktığını vurgulayarak, sürecin sonuna kadar takipçisi olacaklarını söyledi.
Basın açıklamasında, ÇED sürecinin yeniden ve bilimsel kriterler doğrultusunda değerlendirilmesi çağrısı yapılırken, maden projesinin iptal edilmesi yönündeki talepler bir kez daha kamuoyuyla paylaşıldı.