Altın madenine itiraz süreci için vatandaşlara dilekçe çağrısı

GÜNDEM 24.12.2025 - 01:01, Güncelleme: 24.12.2025 - 01:02
 

Altın madenine itiraz süreci için vatandaşlara dilekçe çağrısı

Koç ve Fernas ortaklığında Kırşehir’de kurulması planlanan altın madeni için ÇED raporunun askıya çıkmasıyla birlikte itiraz süreci başladı. Çevre Koruma Platformu vatandaşları dilekçe vermeye davet etti.

Kırşehir’de Boztepe ilçesi, Özbağ beldesi ile Körpınar, Çimeli ve Çuğun köyleri sınırları içerisinde Koç ve Fernas ortaklığında kurulması planlanan altın madeni projesine yönelik itiraz süreci resmen başladı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından onaylanan projeye ilişkin Nihai ÇED Raporu’nun yayımlanmasıyla birlikte, hem kurumlara hem de vatandaşlara tanınan itiraz hakkı yürürlüğe girdi. Bu kapsamda Kırşehir Çevre Koruma Platformu, Cacabey Meydanı’nda kurduğu stantta vatandaşlardan itiraz dilekçeleri toplamaya başladı. Platform yetkilileri, yurttaşların beş ayrı dilekçe formunu doldurarak 31 Aralık 2025 tarihine kadar İl Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğü’ne teslim edebileceğini belirtti. Kırşehir Çevre Koruma Platformu tarafından yapılan açıklamada, altın madeni projesinin yalnızca bir madencilik faaliyeti olmadığı, tarımı, hayvancılığı, su kaynaklarını ve yerleşim alanlarını doğrudan tehdit eden çok yönlü bir risk barındırdığı vurgulandı. Projenin Kırşehir merkezine kuş uçuşu 4–5 kilometre mesafede olduğu, maden sahasının Boztepe ve Körpınar yerleşimleriyle bitişik konumda bulunduğu ve ruhsat alanlarının büyük bölümünün sulu tarım arazilerinden oluştuğu ifade edildi. Açıklamada, madenin yüksek miktarda su tüketiminin kuraklık baskısı altındaki Kırşehir için ciddi sonuçlar doğuracağına dikkat çekilirken, suyun Kapulukaya Barajı üzerinden sağlanmasının Kırıkkale, Kırşehir ve Çorum başta olmak üzere bölgedeki birçok ili olumsuz etkileme potansiyeli taşıdığı belirtildi. Ayrıca yaklaşık 90 kilometrelik isale hattının çevresel etkilerine ilişkin herhangi bir çalışmanın ÇED raporunda yer almadığına işaret edildi. Platform, Erzincan İliç’te 2024 yılında yaşanan maden faciasını hatırlatarak, “mevzuata uygun” olduğu belirtilen projelerin sahada telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğurabildiğini vurguladı. Olası kazaların raporlarda düşük ihtimal olarak gösterildiği, risklerin küçültüldüğü ve sorumluluk mekanizmalarının belirsiz bırakıldığı yönünde eleştiriler dile getirildi. Açıklamada ayrıca, olası bir kirlilik durumunda kimyasal atıkların Kılıçözü Çayı ve Kızılırmak Nehri aracılığıyla geniş bir coğrafyaya yayılabileceği, bu durumun yalnızca Kırşehir’i değil, bölgesel ölçekte içme suyu kaynaklarını ve halk sağlığını tehdit edebileceği kaydedildi. Seyfe Gölü alt havzası ile hidrolik bağlantıya dikkat çekilerek, göl ekosisteminin geri dönülmez biçimde zarar görebileceği ifade edildi. Kırşehir Çevre Koruma Platformu, kentin yalnızca bir maden sahası olmadığını, aynı zamanda güçlü bir kültürel ve ekolojik mirasa sahip olduğunu vurguladı. Seyfe Gölü’nün bozkır ekosistemi açısından taşıdığı öneme ve bölgenin kültürel belleğine dikkat çekilen açıklamada, doğal alanlara yönelik her müdahalenin kültürel sürekliliği de tehdit ettiği belirtildi. Platform, altın madenciliğinin kamuya sağladığı ekonomik katkının son derece sınırlı olduğunu, buna karşın çevresel ve toplumsal maliyetlerinin yüksek olduğunu savundu. ÇED raporunda siyanür kullanılmayacağının belirtilmesine rağmen, flotasyon yöntemiyle yapılacak zenginleştirmenin de ağır metal ve kimyasal atık riski taşıdığına dikkat çekildi. Açıklamanın sonunda, projenin iptal edilmesi çağrısı yinelenirken, hukuki ve toplumsal mücadelenin sürdürüleceği ifade edildi. Kırşehir Çevre Koruma Platformu, itiraz sürecine tüm vatandaşları katılmaya davet ederek, kentin toprağına, suyuna ve geleceğine sahip çıkılması gerektiğini vurguladı.
Koç ve Fernas ortaklığında Kırşehir’de kurulması planlanan altın madeni için ÇED raporunun askıya çıkmasıyla birlikte itiraz süreci başladı. Çevre Koruma Platformu vatandaşları dilekçe vermeye davet etti.

Kırşehir’de Boztepe ilçesi, Özbağ beldesi ile Körpınar, Çimeli ve Çuğun köyleri sınırları içerisinde Koç ve Fernas ortaklığında kurulması planlanan altın madeni projesine yönelik itiraz süreci resmen başladı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından onaylanan projeye ilişkin Nihai ÇED Raporu’nun yayımlanmasıyla birlikte, hem kurumlara hem de vatandaşlara tanınan itiraz hakkı yürürlüğe girdi.

Bu kapsamda Kırşehir Çevre Koruma Platformu, Cacabey Meydanı’nda kurduğu stantta vatandaşlardan itiraz dilekçeleri toplamaya başladı. Platform yetkilileri, yurttaşların beş ayrı dilekçe formunu doldurarak 31 Aralık 2025 tarihine kadar İl Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğü’ne teslim edebileceğini belirtti.

Kırşehir Çevre Koruma Platformu tarafından yapılan açıklamada, altın madeni projesinin yalnızca bir madencilik faaliyeti olmadığı, tarımı, hayvancılığı, su kaynaklarını ve yerleşim alanlarını doğrudan tehdit eden çok yönlü bir risk barındırdığı vurgulandı. Projenin Kırşehir merkezine kuş uçuşu 4–5 kilometre mesafede olduğu, maden sahasının Boztepe ve Körpınar yerleşimleriyle bitişik konumda bulunduğu ve ruhsat alanlarının büyük bölümünün sulu tarım arazilerinden oluştuğu ifade edildi.

Açıklamada, madenin yüksek miktarda su tüketiminin kuraklık baskısı altındaki Kırşehir için ciddi sonuçlar doğuracağına dikkat çekilirken, suyun Kapulukaya Barajı üzerinden sağlanmasının Kırıkkale, Kırşehir ve Çorum başta olmak üzere bölgedeki birçok ili olumsuz etkileme potansiyeli taşıdığı belirtildi. Ayrıca yaklaşık 90 kilometrelik isale hattının çevresel etkilerine ilişkin herhangi bir çalışmanın ÇED raporunda yer almadığına işaret edildi.

Platform, Erzincan İliç’te 2024 yılında yaşanan maden faciasını hatırlatarak, “mevzuata uygun” olduğu belirtilen projelerin sahada telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğurabildiğini vurguladı. Olası kazaların raporlarda düşük ihtimal olarak gösterildiği, risklerin küçültüldüğü ve sorumluluk mekanizmalarının belirsiz bırakıldığı yönünde eleştiriler dile getirildi.

Açıklamada ayrıca, olası bir kirlilik durumunda kimyasal atıkların Kılıçözü Çayı ve Kızılırmak Nehri aracılığıyla geniş bir coğrafyaya yayılabileceği, bu durumun yalnızca Kırşehir’i değil, bölgesel ölçekte içme suyu kaynaklarını ve halk sağlığını tehdit edebileceği kaydedildi. Seyfe Gölü alt havzası ile hidrolik bağlantıya dikkat çekilerek, göl ekosisteminin geri dönülmez biçimde zarar görebileceği ifade edildi.

Kırşehir Çevre Koruma Platformu, kentin yalnızca bir maden sahası olmadığını, aynı zamanda güçlü bir kültürel ve ekolojik mirasa sahip olduğunu vurguladı. Seyfe Gölü’nün bozkır ekosistemi açısından taşıdığı öneme ve bölgenin kültürel belleğine dikkat çekilen açıklamada, doğal alanlara yönelik her müdahalenin kültürel sürekliliği de tehdit ettiği belirtildi.

Platform, altın madenciliğinin kamuya sağladığı ekonomik katkının son derece sınırlı olduğunu, buna karşın çevresel ve toplumsal maliyetlerinin yüksek olduğunu savundu. ÇED raporunda siyanür kullanılmayacağının belirtilmesine rağmen, flotasyon yöntemiyle yapılacak zenginleştirmenin de ağır metal ve kimyasal atık riski taşıdığına dikkat çekildi.

Açıklamanın sonunda, projenin iptal edilmesi çağrısı yinelenirken, hukuki ve toplumsal mücadelenin sürdürüleceği ifade edildi. Kırşehir Çevre Koruma Platformu, itiraz sürecine tüm vatandaşları katılmaya davet ederek, kentin toprağına, suyuna ve geleceğine sahip çıkılması gerektiğini vurguladı.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kirsehirhaberturk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.