Havamızı Suyumuzu Kırşehir'i Kaybederiz

Kırşehir kent merkezinin hemen dibinde bulunan Kervansaray Dağları'nda altın madeni sahalarında yoğun bir çalışma var. Dağların şehre bakmayan yüzünde devam eden bu maden sahaları aynı zamanda şehri, çevre ilçe ve köyleri besleyen su kaynaklarının üzerinde bulunuyor. Çimeli, Körpınar, Çuğun ve Kızılcaköy bölgesindeki altın madeni sahası Kırşehir'in Özbağ'daki içme suyu kuyularına 4 kilometre mesafede. Karacaören'deki altın madeni sahası ise Kırşehir'in Ökse'deki su kuyularına yine yaklaşık 4 kilometre mesafede. Henüz üretim başlamadığı için kimse farkında değil. Ama üretime başlandığında nasıl bir felakete göz yumduğumuzun farkına varmış olacağız. Bir kere hemen diibimizde olduğu için madenden kalkan tozlar havamızı kirletecek. Maden taşıyan bu toprak ve kayaçlardan kaynaklı zehirli tozları solumuş olacağız. Bununla birlikte şehrimizi ve çevreyi besleyen su kaynakları zehirlenme riski ile karşı karşıya kalacak. Daha da ötesi yoğun su kullanımı nedeniyle susuzluk tehlikesiyle karşı karşıya kalacağız. Havası kirlenmiş, suyu zehirlenmiş ya da suyu tükenmiş bir Kırşehir ne hale gelir soruyorum size... Evleriniz, daireleriniz, dükkanlarınız ne işe yarar o dakikadan sonra ? Birileri para kazanacak siz varlıklarını kaybedeceksiniz. En kötüsü Kırşehir'i kaybedeceğiz. Buna onay verenler istedikleri zaman buraları terk edip başka şehirlere yerleşecekler ve buradan taşınacaklar. Biz ne yapalım, memleketimizi nasıl terk edelim ? Ayrıca kapasite artışlarıyla birlikte maden sahaları da genişleyecek , sıra Kervansaray dağlarının şehre bakan yüzüne gelecek. Belki de Kırşehir diye bir kent kalmayacak çünkü herkes şehri terk etmek zorunda kalacak. Sadece böyle bir ortamı hayal edin ve düşünün... İlerleyen günlerde Kent Konseyi nezdinde bir mücadele kampanyası başlatılacak. Lütfen bu kampanyaya duyarsız kalmayalım. İş işten geçtikten sonra yapacak birşeyimiz kalmayacak. Sularımız ve havamız zehirlenmesin, su kaynaklarımız tükenmesin... Kırşehir'in yok olmasına göz yummayalım. Geleceğimizi yok ettirmeyelim... Ailemize, çocuklarımıza ve torunlarımıza mahçup olmayalım... Bu siyaset üstü bir mesele... Hep birlikte buna bir dur diyelim. Ömer Duran