Kırşehir'deki nadir toprak elementleri için devlet tekeli çağrısı

Bloomberg’in haberine göre Ankara ve Washington, Eskişehir’in Beylikova ilçesinde keşfedilen büyük nadir toprak elementi rezervinin geliştirilmesi için yakın zamanda ortaklık görüşmelerine hazırlanıyor. Konuya yakın kaynaklar, Rusya ve Çin ile yapılan temasların sonuçsuz kaldığını, bu nedenle Türk yetkililerin NATO müttefikleriyle iş birliği arayışına yöneldiğini aktardı. Edinilen bilgilere göre söz konusu rezervlerde seryum, praseodim ve neodim bulunuyor. Türkiye, Beylikova’da ağırlıkça yüzde 1’in üzerinde nadir toprak oksidi içeren cevheri işleyebilecek bir rafineri kurmayı planlıyor. İlk testlerin, bu oranın ticari açıdan çıkarımı mümkün kılmaya yeterli olduğunu gösterdiği belirtiliyor. ABD Başkanı Donald Trump ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz ay Beyaz Saray’da gerçekleştirdiği görüşmenin ardından iki ülke, enerjiden savunmaya uzanan alanlarda iş birliğini derinleştirme yönünde adımlarını hızlandırmıştı. Kanada ve İsviçre ile de fizibilite ve iş birliği görüşmeleri yürütülürken, Türkiye’nin Avustralya Jeologlar Enstitüsü’ne başvurarak JORC Kodu kapsamında sertifikasyon alma hazırlığında olduğu ifade edildi. Kırşehir’deki rezervler de dikkat çekiyor Dünya gündeminde öne çıkan nadir toprak elementlerinin bir diğer adresi ise Kırşehir. Bölgedeki maden sahalarında altınla birlikte titanyum, lityum, seryum ve toryum gibi stratejik elementlerin yüksek oranlarda bulunduğu biliniyor. Ancak bu alanlar özel şirketlere ihale edilmiş durumda. Şirketler resmi açıklamalarında sadece altın üretimini hedeflediklerini söylese de, cevher konsantresinde bulunan nadir elementlerin de yurt dışına çıkarılarak işlenmesi planlanıyor. Uzmanlara göre bu durum yalnızca çevresel riskler değil, aynı zamanda bir milli güvenlik meselesi de teşkil ediyor. Kırşehir’deki nadir toprak elementlerinin korunması için özel şirketlere devredilen tüm maden ruhsatlarının devlet denetimine alınması gerektiği vurgulanıyor. Aksi halde hem bölge susuzluk ve çevre felaketiyle karşı karşıya kalabilir hem de Türkiye stratejik öneme sahip bu elementleri başka ülkelere kaptırma riskiyle karşı karşıya kalabilir.