Metin İlhan'dan Varank'a : Bu mu yerlilik ?

20.06.2025 - 12:07, Güncelleme: 20.06.2025 - 12:10
 

Metin İlhan'dan Varank'a : Bu mu yerlilik ?

CHP Kırşehir Milletvekili Dr. Metin İlhan, TBMM Sanayi ve Ticaret, Enerji ve Tabii Kaynaklar Komisyonu’nda doğa koruma alanlarını madenciliğe açmayı öngören yasa teklifine karşı sert bir konuşma yaptı. AK Parti Milletvekili Mustafa Varank’ın başkanlığındaki komisyonda, oturum öncesi yumruklu kavga yaşandı.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, madencilik izin süreçlerini kolaylaştıran ve doğa koruma alanlarını özel şirketlere açmayı hedefleyen yasa teklifinin görüşüldüğü Sanayi, Ticaret, Enerji ve Tabii Kaynaklar Komisyonu’nda gerginlik tırmandı. Komisyon toplantısına AK Parti Bursa Milletvekili Mustafa Varank başkanlık etti. Oturum öncesi, salona alınmayan çevre platformu temsilcileri ile güvenlik görevlileri arasında arbede yaşandı. Yaşanan arbedenin ardından başlayan toplantı daha sonra ana binadaki Plan Bütçe Komisyonunda gerçekleştirildi.Buradaki görüşmeler geç saatlere kadar sürdü.Komisyona katılan Kırşehir Milletvekili Metin İlhan da söz aldı.  “Bu Yasa Geçerse Sadece Doğa Değil, Kırşehir de Kaybeder” Yasa teklifinin kanunlaşması halinde doğal alanların ve su kaynaklarının ciddi tehdit altına gireceğini vurgulayan İlhan, “Merkezi yönetime verilen yetkiler, yerelden kopuk, bilimsellikten uzak kararlar doğurur. Bu da suyumuzu, havamızı kirletir, tarımı ve hayvancılığı bitirir” dedi. “Ramsar Alanı Göz Göre Göre Kurutuluyor” İlhan, Cumhurbaşkanlığı kararıyla sınırları daraltılan ve Ramsar Sözleşmesi ile koruma altında bulunan Seyfe Gölü’nün, maden faaliyetleri için feda edildiğini belirterek şu sözlerle uyardı: “Seyfe Gölü kuş cennetidir. 200’e yakın kuş türü burada yaşar. Bu alanı göz göre göre kurutmak vicdanla açıklanamaz!” “23 Yıllık Sessizlikle Altın Yabancıya Peşkeş Çekildi” CHP’li İlhan, madencilik ruhsatlarının neredeyse tamamının özel ve büyük kısmının da yabancı şirketlere verildiğini ifade ederek iktidarın ‘yerlilik ve millilik’ söylemlerini eleştirdi: “Halka olmayan petrol-doğalgazla hayal kurdurdular, altın madenlerini sessizce yabancıya devrettiler. Bu mu yerlilik?” Kırşehir’in Her Köşesi Tehlike Altında İlhan konuşmasında, Karacaören, Boztepe, Çimeli, Karahıdır, Çuğun ve Akçakent gibi bölgelerde yürütülen maden arama faaliyetlerinin Kırşehir’in dört bir yanını tehdit ettiğini belirtti. Özellikle meşe ormanlarının bulunduğu bölgelerin şirketlere “peşkeş çekildiğini” söyledi. “Hirfanlı’dan Su Getirileceği Yalan” Maden şirketlerinin bölge halkına Hirfanlı ve Yamula Barajı’ndan su temin edeceklerini söylediklerini ancak gerçekte yer altı su kaynaklarını tükettiklerini kaydeden İlhan, “Altının ayrıştırılması çok su ister, bu suyu halkın elinden alıyorlar” dedi. “200 Bin Kişi Tehdit Altında” Maden çalışmalarının çevre ve hava kirliliğiyle yaklaşık 200 bin Kırşehirlinin yaşamını doğrudan tehdit ettiğini vurgulayan İlhan, konuşmasını şu net ifadelerle bitirdi: “Bedeli her ne olursa olsun, doğayı ve insan yaşamını hiçe sayan bu şirketlerin Kırşehir’de faaliyet göstermesine asla izin vermeyeceğiz!” Metin İlhan'ın konuşmasının tamamı şu şekilde :   ''Ülkemizdeki her vatandaşımızı doğrudan etkileyecek çok önemli bir teklifi görüşmekteyiz. Çünkü teklifin kanunlaşması ve yürürlüğe girmesi durumunda telafisi güç zararlar ortaya çıkacaktır. Zira merkezi yönetime direkt yetkinin verilmesi sahanın gerçeklerinden uzak kararlar alınmasına neden olacak ve doğal yaşama zarar verecek, suyumuzu ve havamızı kirletecek. Daha da mühimi kısıtlı halde bulunan su kaynaklarımızın heba olmasına sebep olacaktır. Bu sebeple teklifin kanunlaşmaması için tüm gücümüzle mücadele edeceğimizi özellikle belirtmek isterim zira söz konusu Türkiye'nin geleceği... Değerli milletvekilleri, Ülkemizde ne yazık ki son yıllarda yabancı şirketlerin yerli taşeronları aracılığıyla altın ve diğer değerli madenleri arama ve çıkarma faaliyetlerinde önemli bir artış söz konusudur. Öncelikle şunu aziz milletimizin bilmesini isterim ki; bu yabancı şirketlerin kârlılıkları Türkiye ekonomisine doğrudan bir katkı sağlamamaktadır. Şirketlerin tüm iletişim araçlarını kullanarak yaptıkları sosyal mühendislikler sırf kârlılık hedeflerine ulaşmak maksatlıdır. Bakınız, Bununla ilgili dünyadan ders alınması gereken çok trajik bir örneği sizinle paylaşmak istiyorum. Cep telefonların vazgeçilmez metali olan koltan cevherini bulunduran Demokratik Kongo Cumhuriyeti, dünyanın en yoksul ülkelerinden biridir. Sömürge madencileri kendileri zenginleşirken, Demokratik Kongo Cumhuriyeti’ne acı ve gözyaşından başka bir şey vermediler. Umarım bu örnek, AKP’li milletvekilleri başta olmak üzere hepimize ders olur. Madencilik faaliyetleri elbette ki önemlidir ancak bu faaliyetler kârlılık hırsı ile doğayı katlediyorsa buna asla müsaade etmeyeceğiz! Yer altı kaynaklarımızın devlet eliyle çıkarılması ve değerlendirilmesi esastır ve bu nedenle de 1963’te madenlerin %75'i kamunundu. Geldiğimiz noktada altın madenlerinin %100'ü yani tamamı özel sektörün elinde. Buradan açıkça söylemek isterim ki 23 yıllık AKP iktidarı Türk halkına sürekli petrol ve doğalgaz hikayeleri anlatırken ülkemizdeki altın madeni ruhsatlarının ise tamamını özel şirketlere ve bunların da önemli bir kısmını yabancı şirketlere vermiştir. Bunu milletimizin bilmesi elzemdir. Çünkü iktidar Türk halkına doğruyu söylememektedir. Soruyorum iktidara; Yerlilik ve millilik bu mudur! Olmayan petrol ve doğalgaz ile halkı uyutup Türkiye’deki ekonomik değeri yüksek altın kaynaklarını ise yabancı şirketlerin tekeline bırakmak... Değerli milletvekilleri, Biz, Türkiye’de vahşi sömürge madenciliği var ve iktidar bu durumu görmezden geliyor derken bunları kastediyoruz. Ama vatandaşlarımız için reel ekonominin gerçekleri böyle değil ne yazık ki; Ekonomik krizler sebebiyle can çekişen esnaf, çiftçi ve KOBİ’lerimiz destek beklerken ülkemiz topraklarını zehirleyen bu yabancı menşeli şirketlerin faaliyetleri vergi istisnaları ile hükümetlerce de desteklendi ve kimse de bu neden böyle demedi. Değerli milletvekilleri, bu aç gözlü şirketler uzunca bir süredir tertemiz doğası ve havası ile Türkiye'de hep en yaşanılır yerlerden biri olan bozkırın cenneti Kırşehir’imize göz dikmişlerdi. DSİ'nin yeterli su olmaması nedeniyle ÇED sürecine onay vermemesini bir türlü aşamayan Koç-Fernas ortaklığı anlaşılan işi kanun değişikliği ile çözmeye çalışmaktalar. Bu ve diğer şirketler, birinci derece "doğal sit" ve "tabiat koruma" alanı olarak ilan edilen Orta Anadolu'da kuşların göç yolunda bulunan ve dünyanın en büyük flamingo topluluğu dahil olmak üzere yaklaşık 200 kuş türünü barındıran dünyanın önemli sulak alanlarından biri olan Seyfe Gölü havzasında da madencilik faaliyetlerini büyük bir cüretle de yapmaktadırlar. Buradan bu kanunu hararetle savunan iktidar milletvekillerine sesleniyorum. Lütfen gelin Kırşehir’e sizi misafir edelim ve yaşanan bu doğa talanını yerinde gösterelim. Umuyorum ki kalbiniz taş gibi bile olsa mutlaka etkileneceksiniz. Buradan bu doğa katliamına sözde ekonomik gerekçelerle göz yumacak olanlara soruyorum; Ramsar ve Bern Sözleşmeleri ile uluslararası koruma kapsamında olan 1. derece doğal sit alanının kurumasına göz yumup altın arama izni verirken hiç mi vicdanınız sızlamadı? 14 Eylül 2024'teki Cumhurbaşkanı kararı ile Seyfe Gölü’nün doğal koruma alanı neden daraltıldı! Halbuki, Türkiye taraf olduğu Ramsar Sözleşmesi ile koruma kapsamına alması gerektiği Seyfe Gölü’nü besleyen su kaynaklarının kurumasını engellemek için çalışmalar yapmalıydı. Ancak bunun tam tersi oldu ve ilmek ilmek dokunarak Seyfe Gölü’nün kurumasının önü açıldı. Ve daha da vahimi, Cumhurbaşkanlığı kararı sonrası buralar için maden işletme ruhsatları da verilecek! Milletimiz Kırşehir örneği üzerinden bu işlerin nasıl kılıfına uydurulup yapıldığını bilsin, bilsin ki bu gözünü para hırsı bürümüş kapitalist emperyal şirketlerin sömürge madenciliğine izin verilmesin! Bakınız, altın madeni şirketleri sadece kuş cenneti olan Seyfe Gölü’nde değil, gölün havzasında bulunan Karacaören, Boztepe, Çimeli üçgeninde de her tarafı delik deşik edip büyük bir kararlılıkla su aramaktalar. Aynısını Karahıdır ve Çuğun bölgesinde de yaptılar. Son olarak da Akçakent ilçemizde Kırşehir’in oksijen deposu meşe ormanlarının bulunduğu bölgeyi bu yandaş şirketlere peşkeş çektiler. Yani Kırşehir'in dört bir yanında bu faaliyetlerini kararlılıkla sürdürmekteler. Ayrıca altın madeni şirketleri, bölgede bulunan ve şehir ekonomisine büyük katma değer oluşturan besi çiftlikleri sahiplerine ve tarımla uğraşan köylülerimize de su tedarikini Hirfanlı Barajı, Yamula Barajı ve Kırıkkale TÜPRAŞ'ın kullandığı su ile sağlayacakları yalanını da söylemekteler. Ancak gerçek bunun tam tersi; zira altının ayrıştırılmasında çok fazla suya ihtiyaç var ve maden şirketleri bölgede her tarafı delik deşik ettiler! Buradan uyarıyoruz, altın madeni şirketlerinin su aradıkları ve işletmelerini kuracakları bölgede yaklaşık 200 bin insanımız yaşıyor. Hali hazırda su yoksulu olan bir yerde para hırsı için bölgedeki su kaynaklarını tüketmek, hayvancılığı ve tarımı bitirmek; şehir merkezi başta olmak üzere Kırşehir'de her yeri olumsuz etkileyecektir. Bu durumda gerek maden aramasında gerek çıkarılmasında gerekse de ayrıştırılmasında ortaya çıkacak çevre ve hava kirliliği bölgede yaşayan yaklaşık 200 bin insanı etkileyecektir. Buradan Kırşehir milletvekili olarak ifade etmek isterim ki; bedeli her ne olursa olsun tertemiz havamızı kirletecek, yemyeşil doğamıza zarar verecek, Kırşehir’in temel geçim kaynaklarından hayvancılık ve tarımı bitirecek altın madeni şirketlerinin faaliyetlerine asla müsaade etmeyeceğiz!''
CHP Kırşehir Milletvekili Dr. Metin İlhan, TBMM Sanayi ve Ticaret, Enerji ve Tabii Kaynaklar Komisyonu’nda doğa koruma alanlarını madenciliğe açmayı öngören yasa teklifine karşı sert bir konuşma yaptı. AK Parti Milletvekili Mustafa Varank’ın başkanlığındaki komisyonda, oturum öncesi yumruklu kavga yaşandı.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, madencilik izin süreçlerini kolaylaştıran ve doğa koruma alanlarını özel şirketlere açmayı hedefleyen yasa teklifinin görüşüldüğü Sanayi, Ticaret, Enerji ve Tabii Kaynaklar Komisyonu’nda gerginlik tırmandı. Komisyon toplantısına AK Parti Bursa Milletvekili Mustafa Varank başkanlık etti. Oturum öncesi, salona alınmayan çevre platformu temsilcileri ile güvenlik görevlileri arasında arbede yaşandı. Yaşanan arbedenin ardından başlayan toplantı daha sonra ana binadaki Plan Bütçe Komisyonunda gerçekleştirildi.Buradaki görüşmeler geç saatlere kadar sürdü.Komisyona katılan Kırşehir Milletvekili Metin İlhan da söz aldı. 

“Bu Yasa Geçerse Sadece Doğa Değil, Kırşehir de Kaybeder”

Yasa teklifinin kanunlaşması halinde doğal alanların ve su kaynaklarının ciddi tehdit altına gireceğini vurgulayan İlhan, “Merkezi yönetime verilen yetkiler, yerelden kopuk, bilimsellikten uzak kararlar doğurur. Bu da suyumuzu, havamızı kirletir, tarımı ve hayvancılığı bitirir” dedi.

“Ramsar Alanı Göz Göre Göre Kurutuluyor”

İlhan, Cumhurbaşkanlığı kararıyla sınırları daraltılan ve Ramsar Sözleşmesi ile koruma altında bulunan Seyfe Gölü’nün, maden faaliyetleri için feda edildiğini belirterek şu sözlerle uyardı: “Seyfe Gölü kuş cennetidir. 200’e yakın kuş türü burada yaşar. Bu alanı göz göre göre kurutmak vicdanla açıklanamaz!”

“23 Yıllık Sessizlikle Altın Yabancıya Peşkeş Çekildi”

CHP’li İlhan, madencilik ruhsatlarının neredeyse tamamının özel ve büyük kısmının da yabancı şirketlere verildiğini ifade ederek iktidarın ‘yerlilik ve millilik’ söylemlerini eleştirdi: “Halka olmayan petrol-doğalgazla hayal kurdurdular, altın madenlerini sessizce yabancıya devrettiler. Bu mu yerlilik?”

Kırşehir’in Her Köşesi Tehlike Altında

İlhan konuşmasında, Karacaören, Boztepe, Çimeli, Karahıdır, Çuğun ve Akçakent gibi bölgelerde yürütülen maden arama faaliyetlerinin Kırşehir’in dört bir yanını tehdit ettiğini belirtti. Özellikle meşe ormanlarının bulunduğu bölgelerin şirketlere “peşkeş çekildiğini” söyledi.

“Hirfanlı’dan Su Getirileceği Yalan”

Maden şirketlerinin bölge halkına Hirfanlı ve Yamula Barajı’ndan su temin edeceklerini söylediklerini ancak gerçekte yer altı su kaynaklarını tükettiklerini kaydeden İlhan, “Altının ayrıştırılması çok su ister, bu suyu halkın elinden alıyorlar” dedi.

“200 Bin Kişi Tehdit Altında”

Maden çalışmalarının çevre ve hava kirliliğiyle yaklaşık 200 bin Kırşehirlinin yaşamını doğrudan tehdit ettiğini vurgulayan İlhan, konuşmasını şu net ifadelerle bitirdi: “Bedeli her ne olursa olsun, doğayı ve insan yaşamını hiçe sayan bu şirketlerin Kırşehir’de faaliyet göstermesine asla izin vermeyeceğiz!”

Metin İlhan'ın konuşmasının tamamı şu şekilde :

 

''Ülkemizdeki her vatandaşımızı doğrudan etkileyecek çok önemli bir teklifi görüşmekteyiz. Çünkü teklifin kanunlaşması ve yürürlüğe girmesi durumunda telafisi güç zararlar ortaya çıkacaktır. Zira merkezi yönetime direkt yetkinin verilmesi sahanın gerçeklerinden uzak kararlar alınmasına neden olacak ve doğal yaşama zarar verecek, suyumuzu ve havamızı kirletecek. Daha da mühimi kısıtlı halde bulunan su kaynaklarımızın heba olmasına sebep olacaktır. Bu sebeple teklifin kanunlaşmaması için tüm gücümüzle mücadele edeceğimizi özellikle belirtmek isterim zira söz konusu Türkiye'nin geleceği...

Değerli milletvekilleri,

Ülkemizde ne yazık ki son yıllarda yabancı şirketlerin yerli taşeronları aracılığıyla altın ve diğer değerli madenleri arama ve çıkarma faaliyetlerinde önemli bir artış söz konusudur.

Öncelikle şunu aziz milletimizin bilmesini isterim ki; bu yabancı şirketlerin kârlılıkları Türkiye ekonomisine doğrudan bir katkı sağlamamaktadır. Şirketlerin tüm iletişim araçlarını kullanarak yaptıkları sosyal mühendislikler sırf kârlılık hedeflerine ulaşmak maksatlıdır.

Bakınız,

Bununla ilgili dünyadan ders alınması gereken çok trajik bir örneği sizinle paylaşmak istiyorum. Cep telefonların vazgeçilmez metali olan koltan cevherini bulunduran Demokratik Kongo Cumhuriyeti, dünyanın en yoksul ülkelerinden biridir. Sömürge madencileri kendileri zenginleşirken, Demokratik Kongo Cumhuriyeti’ne acı ve gözyaşından başka bir şey vermediler. Umarım bu örnek, AKP’li milletvekilleri başta olmak üzere hepimize ders olur.

Madencilik faaliyetleri elbette ki önemlidir ancak bu faaliyetler kârlılık hırsı ile doğayı katlediyorsa buna asla müsaade etmeyeceğiz! Yer altı kaynaklarımızın devlet eliyle çıkarılması ve değerlendirilmesi esastır ve bu nedenle de 1963’te madenlerin %75'i kamunundu. Geldiğimiz noktada altın madenlerinin %100'ü yani tamamı özel sektörün elinde.

Buradan açıkça söylemek isterim ki 23 yıllık AKP iktidarı Türk halkına sürekli petrol ve doğalgaz hikayeleri anlatırken ülkemizdeki altın madeni ruhsatlarının ise tamamını özel şirketlere ve bunların da önemli bir kısmını yabancı şirketlere vermiştir. Bunu milletimizin bilmesi elzemdir. Çünkü iktidar Türk halkına doğruyu söylememektedir.

Soruyorum iktidara;
Yerlilik ve millilik bu mudur! Olmayan petrol ve doğalgaz ile halkı uyutup Türkiye’deki ekonomik değeri yüksek altın kaynaklarını ise yabancı şirketlerin tekeline bırakmak...

Değerli milletvekilleri,

Biz, Türkiye’de vahşi sömürge madenciliği var ve iktidar bu durumu görmezden geliyor derken bunları kastediyoruz. Ama vatandaşlarımız için reel ekonominin gerçekleri böyle değil ne yazık ki;
Ekonomik krizler sebebiyle can çekişen esnaf, çiftçi ve KOBİ’lerimiz destek beklerken ülkemiz topraklarını zehirleyen bu yabancı menşeli şirketlerin faaliyetleri vergi istisnaları ile hükümetlerce de desteklendi ve kimse de bu neden böyle demedi.

Değerli milletvekilleri, bu aç gözlü şirketler uzunca bir süredir tertemiz doğası ve havası ile Türkiye'de hep en yaşanılır yerlerden biri olan bozkırın cenneti Kırşehir’imize göz dikmişlerdi. DSİ'nin yeterli su olmaması nedeniyle ÇED sürecine onay vermemesini bir türlü aşamayan Koç-Fernas ortaklığı anlaşılan işi kanun değişikliği ile çözmeye çalışmaktalar.

Bu ve diğer şirketler, birinci derece "doğal sit" ve "tabiat koruma" alanı olarak ilan edilen Orta Anadolu'da kuşların göç yolunda bulunan ve dünyanın en büyük flamingo topluluğu dahil olmak üzere yaklaşık 200 kuş türünü barındıran dünyanın önemli sulak alanlarından biri olan Seyfe Gölü havzasında da madencilik faaliyetlerini büyük bir cüretle de yapmaktadırlar. Buradan bu kanunu hararetle savunan iktidar milletvekillerine sesleniyorum. Lütfen gelin Kırşehir’e sizi misafir edelim ve yaşanan bu doğa talanını yerinde gösterelim. Umuyorum ki kalbiniz taş gibi bile olsa mutlaka etkileneceksiniz.

Buradan bu doğa katliamına sözde ekonomik gerekçelerle göz yumacak olanlara soruyorum; Ramsar ve Bern Sözleşmeleri ile uluslararası koruma kapsamında olan 1. derece doğal sit alanının kurumasına göz yumup altın arama izni verirken hiç mi vicdanınız sızlamadı? 14 Eylül 2024'teki Cumhurbaşkanı kararı ile Seyfe Gölü’nün doğal koruma alanı neden daraltıldı!

Halbuki, Türkiye taraf olduğu Ramsar Sözleşmesi ile koruma kapsamına alması gerektiği Seyfe Gölü’nü besleyen su kaynaklarının kurumasını engellemek için çalışmalar yapmalıydı. Ancak bunun tam tersi oldu ve ilmek ilmek dokunarak Seyfe Gölü’nün kurumasının önü açıldı. Ve daha da vahimi, Cumhurbaşkanlığı kararı sonrası buralar için maden işletme ruhsatları da verilecek! Milletimiz Kırşehir örneği üzerinden bu işlerin nasıl kılıfına uydurulup yapıldığını bilsin, bilsin ki bu gözünü para hırsı bürümüş kapitalist emperyal şirketlerin sömürge madenciliğine izin verilmesin!

Bakınız, altın madeni şirketleri sadece kuş cenneti olan Seyfe Gölü’nde değil, gölün havzasında bulunan Karacaören, Boztepe, Çimeli üçgeninde de her tarafı delik deşik edip büyük bir kararlılıkla su aramaktalar. Aynısını Karahıdır ve Çuğun bölgesinde de yaptılar. Son olarak da Akçakent ilçemizde Kırşehir’in oksijen deposu meşe ormanlarının bulunduğu bölgeyi bu yandaş şirketlere peşkeş çektiler. Yani Kırşehir'in dört bir yanında bu faaliyetlerini kararlılıkla sürdürmekteler.

Ayrıca altın madeni şirketleri, bölgede bulunan ve şehir ekonomisine büyük katma değer oluşturan besi çiftlikleri sahiplerine ve tarımla uğraşan köylülerimize de su tedarikini Hirfanlı Barajı, Yamula Barajı ve Kırıkkale TÜPRAŞ'ın kullandığı su ile sağlayacakları yalanını da söylemekteler.

Ancak gerçek bunun tam tersi; zira altının ayrıştırılmasında çok fazla suya ihtiyaç var ve maden şirketleri bölgede her tarafı delik deşik ettiler!

Buradan uyarıyoruz, altın madeni şirketlerinin su aradıkları ve işletmelerini kuracakları bölgede yaklaşık 200 bin insanımız yaşıyor. Hali hazırda su yoksulu olan bir yerde para hırsı için bölgedeki su kaynaklarını tüketmek, hayvancılığı ve tarımı bitirmek; şehir merkezi başta olmak üzere Kırşehir'de her yeri olumsuz etkileyecektir.

Bu durumda gerek maden aramasında gerek çıkarılmasında gerekse de ayrıştırılmasında ortaya çıkacak çevre ve hava kirliliği bölgede yaşayan yaklaşık 200 bin insanı etkileyecektir.

Buradan Kırşehir milletvekili olarak ifade etmek isterim ki; bedeli her ne olursa olsun tertemiz havamızı kirletecek, yemyeşil doğamıza zarar verecek, Kırşehir’in temel geçim kaynaklarından hayvancılık ve tarımı bitirecek altın madeni şirketlerinin faaliyetlerine asla müsaade etmeyeceğiz!''

Habere ifade bırak !
Habere Ek Video
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (7 )

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kirsehirhaberturk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Tonton
(20.06.2025 15:55 - #17432)
Devletin bakanına kimse saldiramaz herkes haddini bilsin
Tontop Yürrü anca gidersin tintin
Rintintin Tintin sen adammisin.
Antișomar Hadi ordan Akṣomar
Tonton Ha Uşak Davarları kurttan mı koruyon gardaş?
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kirsehirhaberturk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Pronto Necmi
(20.06.2025 18:10 - #17437)
Vatan deyince, aklına altın madeni ve doların yeşili gelen pırasa püskülü gibi adamları meclise vekil olarak gönderen bu millet, bu olanları fazlasıyla hak ediyor. Yalan mı???
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kirsehirhaberturk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sinasi
(21.06.2025 12:24 - #17460)
Bakanınma el kaldıranın bu millet elini kirar
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kirsehirhaberturk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Hulusi
(21.06.2025 13:16 - #17461)
Şu chp nezanan kaliteli faydalı muhalefet yapacak.bos boş isler
Dinekbagli salih Kendini tarif etmis makarnaci hulisi
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kirsehirhaberturk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Çevre biyolog ve ekologu
(21.06.2025 14:22 - #17469)
Hirfanli icler acısı durumda.... son gittiğim de kirlilik ile bogusuyordu. Ayrıca balıkçılık sektoru göz ardı ediliyor. Son yayınlara baktığınız da, saygın dergiler, yak8n gelecekte balıkçılığı en önemli protein kaynağı olacağına dikkat çekiyor. Gozlemimi paylasayim, Kervansaray mah yaşıyoruz, geçtiğimiz yıl 3 gün içme suyu aktı, 10 gün artmadı. Ayrıca son 4/5 yıldır dikkate değer biçim de Kervansaray ve Akcakent bolgelerin de sular çekildi..... bahçeleriniz susuzluktan kurudu.... malum, küresel iklim değişikliği, etkileri ve Kırşehir de bu yıl ilaç için dalda tek meyve yok.... Yani ağaç dikmemiz ve şu kaynaklarini korumamız gerekiyor. Kus sayısı yaklasik 200 olarak ifade edilmiş, kus bilimci değilim, fakat sayının bir gözlemcinin fotoğrafları doğrultusunda daha çok olduğunu ongoruiyorum. Şu anki durumu Seyfenin zaten malum. Umarım yöne civil cıvıl günlerine döner.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kirsehirhaberturk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
ISTEM
(23.06.2025 10:39 - #17528)
Sn Ilhan lütfen şehrimize daha sık gelin. Belki geliyorsunuzdur sikca, bizlerin haberi olmuyordur.... problemlerimizi anlatır isek daha kolay çözüme gidebiliriz, 1.istemim tramvay mesala.....
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kirsehirhaberturk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Husnu Tonton
(23.06.2025 15:59 - #17537)
Yerli milli olmayi deminen demlenen cehape.den orgenecek dealiz bizz ak parti olarraktan hic birr zamann deminen demlenmedik bundan sonurada demlenmeycegiz
Mülayim hanci AK partimiz ülkeye hizmet için var.calismaya devam ediyor.senin gibi saçma insanlarla işi olmaz yürü ozbagin yallllisi
Husnu Lastik Top Ozbagimiza gurban ol he mi?.. Lagim cukuru gibi adamsin.
Biz Ozbagliyiz, adam gibi konusun, haddinizi bilin Ozbagli sana ne yaptı, hadsiz, haddini bil. Ayıp ya.... ne demek ozbagun yallisi
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kirsehirhaberturk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.