Sabah Yazarı Engin Ardıç'a Kırşehirli Gazilerden Tokat Gibi Cevap

Sabah gazetesi yazarı Engin Ardıç , skandal bir yazı yayımladı.Yazısında gazilerle adeta dalga geçen Ardıç'a Türkiye Muharip Gaziler Derneği Kırşehir şubesi başkanı Kemal Parlak tokat gibi gibi cevap verdi. “Türkiye üzerine oynanan bu kadar oyun varken bu söylemlere ne gerek var, bütün kirli planlarını sergileyen hainlerin değirmenine su taşıyan ifadeler” olarak değerlendiren Parlak, Ankara da iki gazimize ve ailesine yapılan hain saldırıyıda kınadıklarını bildirerek , “Şimdi Engin Ardıç’a soruyorum , sen o iki gazimiz den yanamısın, yoksa saldıran şehir magandası hainlerin tarafında mısın ? Yazına bakarak tarafının kati surette Gazi sevmez olduğu anlaşılıyor.” Dedi. “Kalpak olayına gelince TBMM tarafıından gazilik ünvanı ile beraber Gazi Mustafa Kemal‘e takdim edildi. Gaziliğin üniformasıdır. Anayasamızın amir hükümlerince kullandığımız kalpağı, şeref madalyamızı, canımızı devlet isterse teslim ederiz, bin yıldır bu topraklarda şehit ve gaziler var ve olmaya devam edecek, biz gaziler olarak senin ve senin gibi düşünenlerin fikrine saygı duyarız ama bu ülkenin birlik ve beraberliğine leke sürecek sözler sarf etmeni esefle kınıyor ve sana iade ediyoruz.” diyerek sözlerine devam etti. İŞTE ENGİN ARDIÇ'IN SKANDAL YAZISI ''Türkiye, yalanlarına sımsıkı sarılıp yaşamayı çok seven bir ülkedir. Bu onu rahatlatır. Bizde "sorgulama" geleneği yoktur. Sorgulamaya kalkanın da iflahını keserler (uğradığımız hakaretlere bakmanız yetecektir.) Her milli bayramda piyasaya çıkan "malul gazilere" getirecektim sözü... Geçen gün gene ortalıkta görüldüler. Kalpak, ayyıldız, madalya, palaska, çakaralmaz tabanca, kama, bomba, velhasıl herşey yerli yerinde... Fakat bakıyorum, bu adamlar yaş olarak taş çatlasa benim kadarlar yahu! Hadi benden beş yaş büyük olsunlar. Hadi beş de benden koy, on yaş. Yani "Milli Şef bebeleri" en fazla! Bu adamlar hangi savaşlara katıldılar da malul gazi oldular? "Malul" olmaları da şart değil, maşallah hepsi benden sağlam. Bu adamlar "feyk"... Neyk? Sahte yani, çakma... Kurtuluş savaşımıza katılmış (yani kalpak giymiş, İstiklal Madalyası kazanmış ) bir askerin, diyelim mücadelenin son yılına, 1922'ye yetişti ve de diyelim o tarihte en az on sekiz yaşındaydı, 1904 doğumlu olması gerekir... Yani şu anda 113 yaşında! Eh, Atatürk de 136 yaşında olduğuna ve içimizde yaşadığına göre... Efendim işte Kore falan diyeceksiniz. Kore'nin, hatta Kıbrıs'ın kalpakla, cumhuriyetle, bayramıyla ne ilgisi var? Benim dedelerimden biri de büyük bir ihtimalle Viyana kuşatmasına katılmıştı, yeniçeri kılığına mı gireyim? 15 Temmuz gazileri törenlerde kılık değiştirmediler, kendilerine "şekil" yapmadılar. Çünkü şaklaban değillerdir. Uzayda da açın  Bu sizi kesmediyse, başka bir gayretkeşlik örneği daha vereyim. Mersin Büyükşehir Belediyesi'nin işbirliğiyle, Mersin Dalış Merkezi Spor Kulübü bir "etkinlik" düzenlemiş. Cumhuriyet bayramı ya... Beden ve işitme engelliler, tüplü dalış yapmışlar. Ne güzel. Fakat bu yetmemiş, cumhuriyet bayramı ya, "su altında düzenlenmiş Atatürk fotoğrafları sergisini" gezmişler. Yüzerek yani. Denizin dibinde fotoğraf sergisi... Neden? Atatürk "istikbal diplerdedir" mi demişti? Göklerdedir demişti. NASA'dan izin alın, uzayda da bir Atatürk fotoğrafları sergisi açın. Hani uzayda bir uyduda yeni bir devlet kurulacaktı da vatandaş topluyorlardı, Asgardia... Hani orada sömürü de olmayacağı için bazı solcularımız kuyruğa girmişlerdi, işte orası uyar. Aydın Doğan'ın gazetesi, bu tür soytarı haberlerle okuyucuyu Erdoğan'dan soğutacağını ve ADP olarak (Aydın Doğan Partisi) AKP'yi devirebileceğini sanıyor.''    ENGİN ARDIÇ