Teröristlerin Kullandığı Güzergah Belli Oldu
Teröristlerin Kullandığı Güzergah Belli Oldu
Kayseri'de veteriner hekim Mikail Bozlağan'ı öldürüp aracını gasp ettikten sonra Ankara'da bombalı terör eylemi gerçekleştiren teröristlerin Kırşehir-Kırıkkale üzerinden Ankara'ya geçtiği öğrenildi.
Kayseri'de veteriner hekim Mikail Bozlağan'ı öldürüp aracını gasp ettikten sonra Ankara'da bombalı terör eylemi gerçekleştiren teröristlerin Kırşehir-Kırıkkale üzerinden Ankara'ya geçtiği öğrenildi.
Kayseri Gerçek Gazetesi'nden Recep Bulut, İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü binasına gasp ettikleri bomba yüklü araçla saldırıda bulunan bölücü terör örgütü mensuplarının Ankara'ya Kırşehir- Kırıkkale üzerinde gittiklerini yazdı.Bulut, '' Plaka Takip Sistemi (PTS) kameralarına düşen görüntüye göre teröristler, bomba yüklü 38 TP 962 plakalı araçla Kayseri’den yola çıkarak, Kırşehir ve Kırıkkale üzerinden Ankara’ya girmişler'' ifadelerini kullandı.
KAYSERİ'DEKİ OLAYIN DETAYLARINI AKTARAN RECEP BULUT'UN HABERİ ŞU ŞEKİLDE :
Cumartesi günü çalıştığı Veteriner Kliniğinden çıkan Teknisyen Mikail Bozlağan, Avlağa Mahallesi’ndeki evlerine geldikten kısa bir sonra bir hayvanlarının hasta olduğu gerekçesiyle telefonla çağrılınca evden çıkmış ancak saat 21.00’e kadar kendisinden haber alınamayınca arayama çıkan babası Ramazan Bozlağan tarafından köyden yaklaşık iki kilometre mesafede ki derede cansız bedeni bulunmuş, Ankara saldırısında kullanılan araçta gasp edilmişti.
Olaylar zincirinin başlangıcı cumartesi günü patlak verdi…
Develi’nin eski adıyla Bakırdağı yeni adıyla Taşçı Mahallesi’nde üç ortağıyla birlikte bir veteriner kliniği işleten 24 yaşındaki Mikail Bozlağan, cumartesi günü mesaisini tamamlayıp yaklaşık 7 kilometre mesafede bulunan ve eşi ile ailesinin yaşadığı Avlağa Mahallesi daha doğrusu mezrasına gitmek üzere yola çıkıyor…
Çünkü Avlağa bir mezra…
Yola çıkmadan önce bitişiğindeki marketten evinin ihtiyacı olan meyve ve sebzeyi de alıyor ve sonra köyüne gitmek üzere yola koyuluyor…Ve akaryakıtını da alıyor…
Bundan sonra ortaya iki ayrı iddia çıkıyor;
İlk günden beri dillendirilen iddia şöyle…
Mikail Bozlağan Taşçı’dan çıktıktan kısa bir süre sonra yolun kenarında biri kadın, diğeri çocuk ve iki yetişkin erkek otostop çekiyor…
Davulcu olduklarını ve köy köy gezerek ekmek parası kazandıklarını ancak davullarının patlaması nedeniyle parasız-pulsuz kaldıklarını beyan etmişler…
Bu grubu aracına alan Mikail Bozlağan, köyün yolunu yarılamıştı ki tam da dereye girdiğinde köprüde aracını yavaşlatmak zorunda kalınca arka koltuğa oturan kişi önce ensesinden bir el ateş ediyor ve daha sonra da diğerleriyle birlikte can çekişen Mikail Bozlağan’ı araçtan dışarı atıp aracı gaspederek kayıplara karıştılar…
Oğlunun çok gecikmesinden rahatsız olan babası Ramazan Bozlağan, oğlunu cep telefonundan defalarca
Bu ilk günden beri dillendirilen iddia…
Son birkaç gündür ortaya çıkan bir başka iddia da şöyle;
Mikail Bozlağan, Taşçı’da ki klinikten çıkıp alış erişini yapıp ailesinin oturduğu Avlağa köyüne döndükten bir süre sonra telefonu çalıyor ve tanımadığı kişi, hayvanlarının rahatsızlandığını ve acilen yardıma gelmesini talep etmiş bunun üzerine evden çıkan Mikail Bozlağan’ın yolu Avlağa ile Taşçı Mahallesi arasında önü kesiliyor ve ensesine sıkılan tek el kurşunla öldürülüp dereye atılıyor ve saldırganlar aracını alıp kayıplara karışıyor… Oğlunun gecikmesinden endişelenen baba Ramazan Bozlağan, yana yana cep telefonundan oğlunu arıyor fakat cep telefonu tüm aramalara rağmen cevap vermeyince telaşla yola çıkıyor ve köyden çıktıktan yaklaşık beş dakika sonra geldiği köprüde kan izlerini görüyor ve aracından inip etrafı araştırınca dereye atılmış ve koma halinde ki oğlu Mikail Bozlağan ile karşılaşıyor… Hemen çocuklarını arıyor, onlarda emekli polis memuru amcaları Bahri Bozlağan’ı arayıp yardım talep ediyorlar ve hep birlikte olay yerine gidiyorlar… Sonra hem Develi Hastanesi’nden ambulans talep ediyorlar hem de durumu Bakırdağı yani Taşçı Jandarma Karakoluna bildiriyorlar…
Bu iddia biraz daha sağlıklı bir iddia gibi geliyor…
Tabii Mikail Bozlağan’ın cep telefonu daha sonra bulunuyor… Elbette hayvanı hasta olduğu iddiasıyla arayıp yardım talep eden meçhul kişiye ait telefon kaydı o telefona düşmüştür…
Mikail Bozlağan’ın cep telefon numarasını bu yabancı nereden bilebilir diye düşünenler de olabilir… Cep telefon numaraları zaten Taşçı’da bulunan klinikteki tabelada ayan beyan yazıyor… Herkes rahatlıkla bu telefon numaralarına ulaşabilir…
Gerçekten ihtiyacı olanlar için olumlu ancak kötü niyetli olanlar içinde kötü bir reklam…
Ortada iki ayrı ihtimal, hangisi doğru şu aşama da bilmek bir hayli zor…
Zaten, pazar gününden bu yana Bakırdağı’nda (Yani Taşçı’da), Çataloluk’ta ve Avlağı mezrası polis kaynıyor…
Ankara’dan gelen Terörle Mücadele ekibi, müfettişler, Jandarma Genel Komutanlığı ekibi ve İçişleri Bakanlığı uzmanları Kayseri Emniyet Müdürlüğü İstihbarat ve Terörle Mücadele ekipleri…
Herkes soruşturma yürütüyor…
Klinik ortaklarını, çalışanlarını, bitişiğindeki market sahiplerini, köye giren çıkanı, Mikail Bozlağan’ın başta babası Ramazan Bozlağan olmak üzere eşi ve kardeşlerini tek tek sorguya çekiyor, ifadelerine başvuruyor…
Diğer taraftan Bakırdağı Jandarma Karakolu ve Develi İlçe Jandarması da ayrı bir teftiş geçiriyor… Develi İlçe Jandarma Komutanı bir haftalığına Ankara’da kurs da olduğu için yerine vekalet eden İlçe Jandarma Komutan vekili falan hepsi de ayrı bir soruşturma geçiriyor…
Gerekçe;
Tüm Türkiye’nin konuştuğu Mikail Bozlağan cumartesi akşamı saat 21.00-21.30 sıralarında öldürüldüğünde ve aracı gasp edildiğinde Bozlağan Ailesi olayı bildirdi mi bildirmedi mi? Bildirdi ise Jandarma hem cinayet hem de gasp olayını öncelikli olarak kendi karakollarına ve sonra da uyarı amaçlı emniyete bildirdi mi bildirmedi mi?
Eğer bildirmedi ise niye bildirmedi?
Bildirmiş ise bomba yüklü o araç nasıl Develi’den, Kayseri üzerinden, Kırşehir, Akpınar, Keskin ve Kırıkkale yol güzergahını aşarak Ankara’ya gidip İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü’nün kapısına kadar hiçbir kontrole ve Mobese’ye takılmadan gidebiliyor?
Hiç mi çeviren olmadı?
Oysa her ilin giriş ve çıkışında PLAKA TAKİP SİSTEMİ yani kısa tanımıyla PTS var…
Emniyet ile Jandarma’nın PTS sistemi farklı olabilir… Ancak Jandarma bu olay kendilerine bildirildiği taktirde hem Jandarma hem de Emniyetin PTS sistemine derhal yakalanırdı…
Edindiğim bilgiye göre zaten olay ne cumartesi gecesi ne de sonrası emniyete hiçbir şekilde bildirilmemiş… Haydi diyelim ki emniyete bildirilmedi, Bakırdağı yani Taşçı Jandarma Karakolu Develi İlçe Jandarmasına bildirmedi mi? Bildirmemesi düşünülemez! Peki Develi İlçe Jandarma, bu durumu İl’e bildirmedi mi? İl’e bildirilmiş ise İllere ve başta Kayseri Emniyeti olmak üzere bildirmedi…
Şimdi PTS kayıtlarından görüyoruz ki Mikail Bozlağan’ın öldürüp kullandığı 38 TP 962 plakalı aracı çalan teröristler bomba yüklü aracı Kayseri üzerinden, Kırşehir, Keskin ve Kırıkkale üzerinden Ankara’ya sokmuşlar ve ellerini kollarını sallaya sallaya taa İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü’nün kapısına kadar sürmüşler…
Olabilecek şey mi?
Bunun akıl alır tarafı var mı?
Kayseri’den çıkan sıradan bir vatandaş, “Aman araç muayenem tam olsun, aracın sigortası eksiksiz olsun, yoksa çevirmeye takılırım, aracım bağlanır!” endişesiyle aracının hertürlü eksikliğini giderdikten sonra Ankara’ya gidebiliyor…
Bomba yüklü çalıntı bir araç nasıl hiçbir engele takılmaksızın Ankara’ya girip Emniyet Müdürlüğü’nün kapısına gider dayanır?
Şimdi gerek emniyet istihbarat ve jandarma istihbarat ve gerekse müfettişler olayı araştırıyor…
Yakında kimin ihmali var, kimin kusuru var bir bir ortaya çıkar!
Biraz sabırla neticeyi beklemek lazım…
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.