Toplumdaki Değişim ve Liderlik

KÜLTÜR 03.05.2021 - 12:21, Güncelleme: 05.05.2023 - 17:12
 

Toplumdaki Değişim ve Liderlik

İki hafta önce , “Karizmatik lider arayışı devam edecek mi? Haftaya onu da tartışalım.  Kalın sağlıcakla…” Diye bitirmiştik yazımızı… Şimdi biraz da başka bir taraftan bakalım mı ne dersiniz? Yumurta mı tavuktan çıkar, tavuk mu yumurtadan… Ya da lideri toplum mu yetiştirir? Yoksa lider mi toplumu değiştirir? Aslında tüm soruların cevabı evet gibi…         Lider içerisinde yaşadığı toplumun parçasıdır ve   toplumun değer yargıları, inanışları, olaylara karşı tepkileri onu etkilediği gibi aynı zamanda liderlerin; enerjisi, girişim yeteneği, düşünüş özgürlüğü, adalet duygusu, benzerlerine yardım isteği ve bu gibi nitelikleri ile diğer toplum veya grup üyelerinden farklı bir yapısı, onu lider yapmaktadır. Yine liderlerin, toplum ile olan ilişkileri, liderlik davranışı olarak ortaya çıkmakta, bu etki ile de başkalarına iş yaptırma gücüne sahip olmaktadırlar.           Bu etkileşim nedeni ile de içerisinde yaşadığı toplumun manevi değer yargılarındaki değişim, Eğitim,kültür,sanat ,bilinç düzeyi ,yaşam tarzı ,kendini ifade etme  ,vicdani davranışlar, Menfaat/çıkar bekleme anlayışı.bireyselleşme, toplumun ekonomik ilişkileri vb. tüm değişimler Liderleri de değiştirmekte farklı özellikler kazandırmaktadır.           Yusuf Has Hacib’e göre bir beyde (Lider) bulunması gereken temel vasıflar kısaca şunlardır: Yiğitlik ve cesaret, bilgelik ve akıllılık, dürüstlük, erdemlilik, asil soydan gelmek, cömertlik, misafirperverlik, adil olmak ve ihtiyatlılıktır.            Asya Hun Devleti hükümdarı Metehan, Avrupa Hun Devleti hükümdarı Attila, Büyük Selçuklu Devleti ikinci hükümdarı Alparslan, Osmanlı Devleti padişahı Fatih Sultan Mehmet, ve Türkiye Cumhuriyeti kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk’ü incelediğimizde ise farklı özellikleri olsa da ortak yönleri,halkı için kararlı adımlar atan ve cesaretleri ile ön plana çıktıkları anlaşılmaktadır. Bu bağlamda kimi zaman halkın arasına inerek onlarla birlikte hareket etmeleri paternalist liderlik özellikleri öne çıkarırken, kimi zamanda aldıkları kararları uygulama noktasında otoriter oldukları görülmektedir. Halkın geleceği için önemli olan konularda karar vermeden önce meclise danışmaları demokratik yönlerinin öne çıktığını gösterirken, toplumun her bireyine istediği kişiyi seçme hakkı verilmesi ya da esnaf ve sanatkarların gelişmesi için atılan adımlar liberal yönlerini göstermektedir.             Ancak kronolojik olarak yavaş yavaş toplumdaki gelenekselliğin ve töreye bağlılığın azalması, gerek toplumun gerekse dünyadaki değişim ve yeni gelişmelerin etkisi ile Otokratik yapıdan,demokratik liderliğe doğru bir evrilmenin olduğu da görülecektir.          Cumhuriyet dönemini de dahil olmak üzere zaman zaman Max Weber’in tanımladığı gibi Başaran tip, Demokratik, Teknokratik, arkadaş tipi ,Hümanist ,Yasal,Liberal,tatlı sert, ürkek ya da Kurnaz tip liderler görsek de  liderlerimizin öne çıkanları daha çok “KARİZMATİK LİDER” olanlardır.          Cumhuriyet dönemimizi incelediğimizde 1950-1960 ve sonrası yıllar önemli yıllardır. Zira Atatürk’le başlayan özel sektöre önem verme ve destekleme bu dönemde daha da artmış ülkenin bir çok yerinde sanayileşme hız kazanmıştır. Sanayi ve Fabrikalar için işçi ihtiyacı ve aynı tarihlerde özellikle Almanya olmak üzere Avrupa’daki emek,işçi ihtiyacı kırsaldan şehre göçü artırmıştır. Önce evin erkekleri başta İstanbul olmak üzere sanayileşen tüm şehirlere ve Almanya’ya çalışmaya gitmişler, ardından aileleri köylerde bir şeyleri olmadığı için ya bey ya da babalarının yanına ya da en yakın şehir merkezine göç etmişlerdir.           Döneminde yapılan yollar, köyleri şehre yaklaştırmamış, adeta köyü şehre taşımıştır. Yaşanan bu göç hareketi hem kırsalı boşaltmış ve yaşantısını , üretimini değiştirmiş hem de şehri etkilemiştir. Özellikle büyük şehirlerde yeni bir kültür oluşmasına sebebiyet vermiştir. Şehirlerin etrafında ister gecekondu, ister koloni ya da arabesk deyin bir kültür oluşmuş bu yeni kültür hem ensarı hem de muhaciri etkilemiştir. Zamanla bu kültür birbirini etkilemiş ve yeni bir ortak kültürün oluşmasını sağlamıştır.            Bu yeni kültür her şeyi etkilediği gibi siyaset anlayışını da etkilemiş ,yeni tip siyaset ve yeni tip liderlerinde çıkmasını sağlamıştır.Kırsal yoğunluklu insan fazlalığı ve kültür yapımız nedeni ile de yine Karizmatik ya da başka bir deyişle Doğuştan Liderlerimiz hep  aranmış ve beklenmiştir.Çünkü onlar toplumun kendisi gibi yaşayan kendinden hissettiği olmak istediği kararlı ve karizmatik olan doğuştan liderlerdir. “Susuun” dediği zaman susturan yürüyün dediği zaman yollara döken “Meydanlara çıkın” dediğinde meydanlarda olduğumuz doğuştan liderlerdi.            Ancak Z kuşağının gelişi ,bilgi ,iletişim ve sosyal ağların etkileşimi ,algı yönetimi, sosyal ilişkilerin ve dolayısı ile kişisel ilişkilerin ve bağlılığın azalması,toplum ve ailedeki ataerkil yapının çözülmesi,geleneksel yapıdan kopuş,büyüğe saygı gösterme şekli ve anlayışındaki değişiklik vb.lerinde olağanüstü bir değişim yaşanıyor.Dolayısı ile her alanda olduğu gibi bu alanda da köklü değişimler yaşanmaktadır.           Eğitim düzeyindeki artış,bilişim ve iletişim çağının gereği kendini ifade etmekteki kolaylık,toplumsallaşmaktan vazgeçerek bireyselleşmenin artması , şehirleşme ve merkezileşmenin tamamlanmak üzere olması artık Karizmatik lider anlayışının toplumda giderek önem kaybettiğini görmekteyiz.           Yaşadığımız toplumdaki değişmeden ve dünya uygulamalarından  gördüğüm şey ise çok değil en fazla 10 sene sonra toplumun tercihinin “Karizmatik”, “Doğuştan liderden” vazgeçilerek “ Ekip lideri “,” takım oyuncusu” olabilecek  ,demokratik ve arkadaş tipi liderliğe doğru değişimin olacağıdır. Av. Bilgehan ALTAŞ
İki hafta önce , “Karizmatik lider arayışı devam edecek mi? Haftaya onu da tartışalım. 
Kalın sağlıcakla…” Diye bitirmiştik yazımızı…
Şimdi biraz da başka bir taraftan bakalım mı ne dersiniz?
Yumurta mı tavuktan çıkar, tavuk mu yumurtadan…
Ya da lideri toplum mu yetiştirir? Yoksa lider mi toplumu değiştirir? Aslında tüm soruların cevabı evet gibi…
 
      Lider içerisinde yaşadığı toplumun parçasıdır ve   toplumun değer yargıları, inanışları, olaylara karşı tepkileri onu etkilediği gibi aynı zamanda liderlerin; enerjisi, girişim yeteneği, düşünüş özgürlüğü, adalet duygusu, benzerlerine yardım isteği ve bu gibi nitelikleri ile diğer toplum veya grup üyelerinden farklı bir yapısı, onu lider yapmaktadır. Yine liderlerin, toplum ile olan ilişkileri, liderlik davranışı olarak ortaya çıkmakta, bu etki ile de başkalarına iş yaptırma gücüne sahip olmaktadırlar.
 
        Bu etkileşim nedeni ile de içerisinde yaşadığı toplumun manevi değer yargılarındaki değişim, Eğitim,kültür,sanat ,bilinç düzeyi ,yaşam tarzı ,kendini ifade etme  ,vicdani davranışlar, Menfaat/çıkar bekleme anlayışı.bireyselleşme, toplumun ekonomik ilişkileri vb. tüm değişimler Liderleri de değiştirmekte farklı özellikler kazandırmaktadır.
 
        Yusuf Has Hacib’e göre bir beyde (Lider) bulunması gereken temel vasıflar kısaca şunlardır: Yiğitlik ve cesaret, bilgelik ve akıllılık, dürüstlük, erdemlilik, asil soydan gelmek, cömertlik, misafirperverlik, adil olmak ve ihtiyatlılıktır. 
 
        Asya Hun Devleti hükümdarı Metehan, Avrupa Hun Devleti hükümdarı Attila, Büyük Selçuklu Devleti ikinci hükümdarı Alparslan, Osmanlı Devleti padişahı Fatih Sultan Mehmet, ve Türkiye Cumhuriyeti kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk’ü incelediğimizde ise farklı özellikleri olsa da ortak yönleri,halkı için kararlı adımlar atan ve cesaretleri ile ön plana çıktıkları anlaşılmaktadır. Bu bağlamda kimi zaman halkın arasına inerek onlarla birlikte hareket etmeleri paternalist liderlik özellikleri öne çıkarırken, kimi zamanda aldıkları kararları uygulama noktasında otoriter oldukları görülmektedir. Halkın geleceği için önemli olan konularda karar vermeden önce meclise danışmaları demokratik yönlerinin öne çıktığını gösterirken, toplumun her bireyine istediği kişiyi seçme hakkı verilmesi ya da esnaf ve sanatkarların gelişmesi için atılan adımlar liberal yönlerini göstermektedir. 
 
         Ancak kronolojik olarak yavaş yavaş toplumdaki gelenekselliğin ve töreye bağlılığın azalması, gerek toplumun gerekse dünyadaki değişim ve yeni gelişmelerin etkisi ile Otokratik yapıdan,demokratik liderliğe doğru bir evrilmenin olduğu da görülecektir.
 
       Cumhuriyet dönemini de dahil olmak üzere zaman zaman Max Weber’in tanımladığı gibi Başaran tip, Demokratik, Teknokratik, arkadaş tipi ,Hümanist ,Yasal,Liberal,tatlı sert, ürkek ya da Kurnaz tip liderler görsek de  liderlerimizin öne çıkanları daha çok “KARİZMATİK LİDER” olanlardır.
 
       Cumhuriyet dönemimizi incelediğimizde 1950-1960 ve sonrası yıllar önemli yıllardır. Zira Atatürk’le başlayan özel sektöre önem verme ve destekleme bu dönemde daha da artmış ülkenin bir çok yerinde sanayileşme hız kazanmıştır. Sanayi ve Fabrikalar için işçi ihtiyacı ve aynı tarihlerde özellikle Almanya olmak üzere Avrupa’daki emek,işçi ihtiyacı kırsaldan şehre göçü artırmıştır. Önce evin erkekleri başta İstanbul olmak üzere sanayileşen tüm şehirlere ve Almanya’ya çalışmaya gitmişler, ardından aileleri köylerde bir şeyleri olmadığı için ya bey ya da babalarının yanına ya da en yakın şehir merkezine göç etmişlerdir.
 
        Döneminde yapılan yollar, köyleri şehre yaklaştırmamış, adeta köyü şehre taşımıştır. Yaşanan bu göç hareketi hem kırsalı boşaltmış ve yaşantısını , üretimini değiştirmiş hem de şehri etkilemiştir. Özellikle büyük şehirlerde yeni bir kültür oluşmasına sebebiyet vermiştir. Şehirlerin etrafında ister gecekondu, ister koloni ya da arabesk deyin bir kültür oluşmuş bu yeni kültür hem ensarı hem de muhaciri etkilemiştir. Zamanla bu kültür birbirini etkilemiş ve yeni bir ortak kültürün oluşmasını sağlamıştır.
 
         Bu yeni kültür her şeyi etkilediği gibi siyaset anlayışını da etkilemiş ,yeni tip siyaset ve yeni tip liderlerinde çıkmasını sağlamıştır.Kırsal yoğunluklu insan fazlalığı ve kültür yapımız nedeni ile de yine Karizmatik ya da başka bir deyişle Doğuştan Liderlerimiz hep  aranmış ve beklenmiştir.Çünkü onlar toplumun kendisi gibi yaşayan kendinden hissettiği olmak istediği kararlı ve karizmatik olan doğuştan liderlerdir. “Susuun” dediği zaman susturan yürüyün dediği zaman yollara döken “Meydanlara çıkın” dediğinde meydanlarda olduğumuz doğuştan liderlerdi.
 
         Ancak Z kuşağının gelişi ,bilgi ,iletişim ve sosyal ağların etkileşimi ,algı yönetimi, sosyal ilişkilerin ve dolayısı ile kişisel ilişkilerin ve bağlılığın azalması,toplum ve ailedeki ataerkil yapının çözülmesi,geleneksel yapıdan kopuş,büyüğe saygı gösterme şekli ve anlayışındaki değişiklik vb.lerinde olağanüstü bir değişim yaşanıyor.Dolayısı ile her alanda olduğu gibi bu alanda da köklü değişimler yaşanmaktadır.
 
        Eğitim düzeyindeki artış,bilişim ve iletişim çağının gereği kendini ifade etmekteki kolaylık,toplumsallaşmaktan vazgeçerek bireyselleşmenin artması , şehirleşme ve merkezileşmenin tamamlanmak üzere olması artık Karizmatik lider anlayışının toplumda giderek önem kaybettiğini görmekteyiz.
 
        Yaşadığımız toplumdaki değişmeden ve dünya uygulamalarından  gördüğüm şey ise çok değil en fazla 10 sene sonra toplumun tercihinin “Karizmatik”, “Doğuştan liderden” vazgeçilerek “ Ekip lideri “,” takım oyuncusu” olabilecek  ,demokratik ve arkadaş tipi liderliğe doğru değişimin olacağıdır.
Av. Bilgehan ALTAŞ
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kirsehirhaberturk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.