Yöntem yanlışsa zenginlik yıkıma dönüşür

YAŞAM 25.07.2025 - 19:22, Güncelleme: 25.07.2025 - 19:23
 

Yöntem yanlışsa zenginlik yıkıma dönüşür

Kırşehir’in Boztepe bölgesinde Koç Holding ve Fernas ortaklığıyla hayata geçirilmek istenen devasa altın madeni projesi, yalnızca siyanür değil, en az onun kadar tehlikeli kimyasallar ve patlayıcılarla doğayı tehdit ediyor. Kızılırmak ve Seyfe Gölü havzalarının tam ortasında yer alan Kervansaray Dağları'nda yürütülmesi planlanan bu proje, ekosistemi, halk sağlığını ve gelecek nesillerin yaşam hakkını geri dönülmez biçimde riske atıyor.

Kırşehir’in Boztepe bölgesinde, tarihin ve doğanın iç içe geçtiği Kervansaray Dağları'nın koynunda, devasa bir madencilik projesi sessiz sedasız ilerliyor. Koç Holding ve Fernas İnşaat ortaklığında planlanan bu proje, yalnızca bir maden sahası değil, aynı zamanda bir ekosistem yıkımı, bir su havzası felaketi ve geleceğe atılan kara bir leke olma potansiyeli taşıyor. Yaklaşık 8 bin futbol sahası büyüklüğündeki bu dev alan, yalnızca siyanür değil, en az onun kadar tehlikeli üç farklı kimyasal kullanılarak işletilmek isteniyor. Açık havuz sistemiyle doğrudan toprağa ve atmosfere temas edecek bu zehirli bileşikler, yalnızca bugünü değil, doğmamış çocuklarımızın yarınını da tehdit ediyor. Bu proje, Türkiye’nin en değerli su kaynaklarından ikisini, Kızılırmak ve Seyfe Gölü’nü birbirine bağlayan ekolojik omurganın tam ortasında yer alıyor. Kervansaray Dağları, binlerce yıldır bu coğrafyanın su dengesini, tarımsal üretimini ve canlı yaşamını ayakta tutan bir doğal filtre görevi görüyor. Bu yapıya müdahale etmek, yalnızca bir dağa değil, Anadolu’nun kalbine hançer saplamaktır. Proje kapsamında kullanılacak on binlerce kamyon dolusu patlayıcı, sadece kayaçları parçalamayacak; ekosistemi, yeraltı su yollarını, kuş göç rotalarını ve yerleşim alanlarını da geri dönülmez şekilde etkileyecek. Bu tür endüstriyel faaliyetler, kısa vadeli ekonomik kazançlar için uzun vadeli doğal mirasları feda etmek anlamına gelir. Buradaki mesele bir madenin varlığı değil, nasıl işletildiğidir. Altın yerin altından çıkarılabilir; ama su kuruduğunda, toprak zehirlendiğinde, kuşlar göç etmediğinde, o telafi edilemez. Bu ülkenin kaynaklarını zenginleştirmek istemek elbette doğal; ama bu zenginliğin bedeli, halk sağlığı, çevre güvenliği ve çocuklarımızın yaşam hakkı olmamalıdır. Bugün çıkarılacak her gram altın, torunlarımızın su kabından eksilecek bir damla, nefesinden alınacak bir soluk olabilir. Bu mesele sadece Kırşehir’in, sadece Boztepe’nin ya da birkaç köyün meselesi değildir. Bu, tüm Türkiye’nin meselesidir. Çünkü doğa, sınır tanımaz. Bir bölgede yaşanan çevre felaketi, kısa sürede tüm havzayı, tüm ülkeyi etkiler. Kervansaray Dağları'nın kaybı, Anadolu’nun ekolojik belleğinde silinmesi zor bir travma olarak yerini alır. Bugün bu projeye sessiz kalmak, sadece bugünün değil, henüz doğmamış çocuklarımızın da yaşam hakkını yok saymaktır. Onların nefes alacağı havayı, içeceği suyu ve üzerinde yaşayacağı toprağı zehirlemektir. Anayasamızda güvence altına alınan çevre hakkı ve kuşaklar arası adalet ilkesi, bu tür projelere karşı toplumun refleks göstermesini zorunlu kılar. Kazma vurulacak her kaya, yalnızca toprağın değil, toplumun vicdanının da parçalanması demektir. Bize düşen, bu topraklarda yaşayan yurttaşlar olarak; doğamızı, suyumuzu, sağlığımızı ve geleceğimizi savunmaktır. Bugün yükselteceğimiz ses, yarın bu ülkenin çocuklarına bırakacağımız en temiz miras olabilir. Ömer Duran
Kırşehir’in Boztepe bölgesinde Koç Holding ve Fernas ortaklığıyla hayata geçirilmek istenen devasa altın madeni projesi, yalnızca siyanür değil, en az onun kadar tehlikeli kimyasallar ve patlayıcılarla doğayı tehdit ediyor. Kızılırmak ve Seyfe Gölü havzalarının tam ortasında yer alan Kervansaray Dağları'nda yürütülmesi planlanan bu proje, ekosistemi, halk sağlığını ve gelecek nesillerin yaşam hakkını geri dönülmez biçimde riske atıyor.

Kırşehir’in Boztepe bölgesinde, tarihin ve doğanın iç içe geçtiği Kervansaray Dağları'nın koynunda, devasa bir madencilik projesi sessiz sedasız ilerliyor. Koç Holding ve Fernas İnşaat ortaklığında planlanan bu proje, yalnızca bir maden sahası değil, aynı zamanda bir ekosistem yıkımı, bir su havzası felaketi ve geleceğe atılan kara bir leke olma potansiyeli taşıyor.

Yaklaşık 8 bin futbol sahası büyüklüğündeki bu dev alan, yalnızca siyanür değil, en az onun kadar tehlikeli üç farklı kimyasal kullanılarak işletilmek isteniyor. Açık havuz sistemiyle doğrudan toprağa ve atmosfere temas edecek bu zehirli bileşikler, yalnızca bugünü değil, doğmamış çocuklarımızın yarınını da tehdit ediyor.

Bu proje, Türkiye’nin en değerli su kaynaklarından ikisini, Kızılırmak ve Seyfe Gölü’nü birbirine bağlayan ekolojik omurganın tam ortasında yer alıyor. Kervansaray Dağları, binlerce yıldır bu coğrafyanın su dengesini, tarımsal üretimini ve canlı yaşamını ayakta tutan bir doğal filtre görevi görüyor. Bu yapıya müdahale etmek, yalnızca bir dağa değil, Anadolu’nun kalbine hançer saplamaktır.

Proje kapsamında kullanılacak on binlerce kamyon dolusu patlayıcı, sadece kayaçları parçalamayacak; ekosistemi, yeraltı su yollarını, kuş göç rotalarını ve yerleşim alanlarını da geri dönülmez şekilde etkileyecek. Bu tür endüstriyel faaliyetler, kısa vadeli ekonomik kazançlar için uzun vadeli doğal mirasları feda etmek anlamına gelir.

Buradaki mesele bir madenin varlığı değil, nasıl işletildiğidir. Altın yerin altından çıkarılabilir; ama su kuruduğunda, toprak zehirlendiğinde, kuşlar göç etmediğinde, o telafi edilemez. Bu ülkenin kaynaklarını zenginleştirmek istemek elbette doğal; ama bu zenginliğin bedeli, halk sağlığı, çevre güvenliği ve çocuklarımızın yaşam hakkı olmamalıdır.

Bugün çıkarılacak her gram altın, torunlarımızın su kabından eksilecek bir damla, nefesinden alınacak bir soluk olabilir.

Bu mesele sadece Kırşehir’in, sadece Boztepe’nin ya da birkaç köyün meselesi değildir. Bu, tüm Türkiye’nin meselesidir. Çünkü doğa, sınır tanımaz. Bir bölgede yaşanan çevre felaketi, kısa sürede tüm havzayı, tüm ülkeyi etkiler. Kervansaray Dağları'nın kaybı, Anadolu’nun ekolojik belleğinde silinmesi zor bir travma olarak yerini alır.

Bugün bu projeye sessiz kalmak, sadece bugünün değil, henüz doğmamış çocuklarımızın da yaşam hakkını yok saymaktır. Onların nefes alacağı havayı, içeceği suyu ve üzerinde yaşayacağı toprağı zehirlemektir. Anayasamızda güvence altına alınan çevre hakkı ve kuşaklar arası adalet ilkesi, bu tür projelere karşı toplumun refleks göstermesini zorunlu kılar.

Kazma vurulacak her kaya, yalnızca toprağın değil, toplumun vicdanının da parçalanması demektir. Bize düşen, bu topraklarda yaşayan yurttaşlar olarak; doğamızı, suyumuzu, sağlığımızı ve geleceğimizi savunmaktır. Bugün yükselteceğimiz ses, yarın bu ülkenin çocuklarına bırakacağımız en temiz miras olabilir.

Ömer Duran

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (13 )

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kirsehirhaberturk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yerel nufus ve kaygilari
(26.07.2025 09:20 - #18620)
2032 yılı için Kırşehirin de için de yer aldığı Orta Anadoluda kuraklık öngörülüyor (bkz. Koruma biyolojisi, Primark).... zaten acı bir şekil de şu anda bile hissediyoruz. Acilen ormanlastirma faliyetleri.....tam tersi bu proje ciddi habitat kaybı oluşturuyor. Peki biz ne yapacağız???? Var olan su kaynaklarımızı korumamız gerekmiyor mu??? Eko-sistemlere dışardan etkinin , antropojenik etki, büyük oranda biyoçeşitliliği yok ettiğini hepimiz biliyoruz. Şimdi diyorsunuz ki altın????? YA SU.....SU KAYNAKLARI TUKENEN BIR YER DE BIYOCESITLILIK, canlı kalabilir mi????? Insan yani, bizler , ne olacagiz???? Ya tarim hayvancilik?????
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kirsehirhaberturk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
....
(26.07.2025 09:23 - #18621)
Bir soz vardir, ekolojide.... BIREYLERIN, HAYATLARININ GARANTI ALTINA ALINMASI VE GELECEK NESILLERE TASINMASI....ISTE SURDURULEBILIRLIK de tam olarak budur. Suyu, tüketmeyeceğiz, devam ettirecegiz; tarimi tuketmeyecegiz devam ettirecegiz gibi....anca bu sayede dogayi yasanir kilabiliriz
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kirsehirhaberturk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
......
(26.07.2025 11:10 - #18622)
TEK SÖZÜM YOK.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kirsehirhaberturk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Ne deyim
(26.07.2025 11:25 - #18623)
Biz izinsiz su kuyuları kontrol altına alınsın istiyoruz, ormanlarimiz artsın şehrimize yağış düşsün istiyoruz, tarım, hayvancılık, ARICILIK ve BALIKÇILIK için iyileştirme bekliyoruz, Seyfe golümüz onarımın istiyoruz.... galiba iyi şeyler bunlar.... sularımız kesimlesin istiyoruz. Ozbagliyim, yıllardir Kervansaray eteklerim yerleske de ikamet ediyoruz. Toprak kurudu, su kesintilerinden bıktık. Koca şehir de bir tek meyve kalmadı der iken anomoli sıcaklıklar sebze kalitesini ve verimini de dusurdu..... şimdi diyorsunuz ki patlayıcı, kimyasal, siyanür......biz bulasigi ağaç diplerinde yıkıyoruz su israfını önlemek için, kurumaya yüz tutan Seyfe gölünün kenarın da sessizce ağlıyorum, siz altın diyorsunuz..... Ben ne deyim????? Anoslara kulak veriyor, Kervansaray dağlarımızdaki ormanlarımızı kenardan izliyor, büyüdükçe mutlu oluyoruz, siz diyorsunuz ki madem. Nefes almaya Bogazevciye gidiyoruz, inanılmaz bir doğa, Orta Anadolunun gobegin de, ne deyim?????
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kirsehirhaberturk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Reyis Hayrani Gurbetci
(26.07.2025 11:36 - #18624)
Torpagin altidda ustudde bir torpah torpahdir ellam agac diken boyur irmahlar derreler akip durur amma altinin torpagin altinda bizze hec bir faidessi yohtur torpah zehhiride emer yoh ider olen insannida bir kemik torbasi halline getiriverir reyyis efendi hazretlerimiz en eyyisini bilir cehhape zihinniyyeti artikin bir sussun
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kirsehirhaberturk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Kıymık
(26.07.2025 12:00 - #18625)
Toprağımızı, suyumuzu kirletmeyin. Geldiğiniz gibi çektirip gidin.
Insallah Insallah, yetkililer hakli gerekçemizi anlayacak, bizlerin sosya ekonomik kaygılarına kulak vereceklerdir. Bizler öncelikli olarak var ise arkeolojik değerlerimizin turizmimize katılmasını, saha tahrip olmadan, arzu ediyoruz. Habitat tahribatı yerine Ormanlastirma ve surdurule bilir tarım hayvancılık aricilik ve kümes hayvancılığı istiyoruz. Bir de balıkçılık....
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kirsehirhaberturk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Dogal kaynaklarin kullanımında hakkaniyet ve sürdürülebilirlik
(26.07.2025 17:37 - #18630)
Dogal kaynaklarin kullaniminda hakkaniyet..... Yerel nüfus ve yerleşkeler de yaşamı guzellestirecek her çaba, geleceğe yapılan en büyük yatırımdır. Doğa koruma faliyetleri ilk Orta Anadoluda başlamış ve sürdürülebilirlik önem arzetmistir.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kirsehirhaberturk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sağlık
(26.07.2025 17:38 - #18631)
Insan sağlığından daha önemli bir kavram var mı bilemiyorum.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kirsehirhaberturk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Bilim ne diyor?
(26.07.2025 17:41 - #18633)
Bilim ne diyor?
DİKEN Dedenin bastonu diyor.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kirsehirhaberturk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Hz Muhammed efendimiz buyurmuşlardır ki, kıyamet dahi kopsa ağaç dikiniz.
(26.07.2025 20:16 - #18639)
Ceylanlarimiz ve yabani koyunlariniz bize umut oldu. İnşallah seyfe golümüz yeniden cıvıl cıvıl olacak. Kervansaraydan Bogazevciye ornanlastirma faaliyetin de bulunan herkese canı gönülden tesekur ediyorum. Allah onlardan razı olsun.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kirsehirhaberturk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Lütfen doğal habitatlar da dikkatli olalim
(26.07.2025 23:15 - #18640)
Küresel iklim değişikliğinin en önemli etkilerinden birisi de yangınlar idi. Nem azalınca, yangınlar kaçınılmaz oluyor.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kirsehirhaberturk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
####evet####
(26.07.2025 23:18 - #18641)
Biyoçeşitliliği evet. ekosistem korumasına evet. Su yönetimine evet. Restorasyona evet. Tarım hayvancılık ve YABANIL tür Surdurulebilirligine evet. Ormanlastirmaya evet.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kirsehirhaberturk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Toprak cesitliligi ülkemizin zengin bitkiye sahip olmasının bir diğer etkenidir
(26.07.2025 23:21 - #18642)
Nem ile birlikte toprak ve kayaç cesitliligii de federasyonları etkiler. Orman toprakları, Akdeniz toprağı, tera tosa vd. Dikkat ettiniz mi bilemiyorum değerli yorumcular, toprak rengi degisince Florastik kompozisyon değişiyor. Peki bazı yerler de neden zayıf bitki örtüsü var, hatta çiçeklenmeden kurumaya yüz tutmuş.
Düzeltme Federasyon, değil.....vejetasyon yazacaktim
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kirsehirhaberturk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.